Archive for Mart 2008

PARDON!!!   Leave a comment

108273

PARDON!!!

 

Bu kelimeyi işittiğimde o  kadar “kızar”dım ki!

Belli etmezdim amma.

Ecnebice bir “alay” sezinlerdim.

Hiç böyle de düşünmemiştim.

Meğerse “Pardon”, “çilekolik”, “ülkükolik”, “mefkurekolik” rahmetli Mehmet GÜL’ce imiş

Mehmet GÜL’ce söylemeli ve düşünmeliy mişim…

Hani “her türlü otorite”nin ve tabii “devlet otoritesi”nin “sıfırlandığı” “12 Eylül Şartları”nda…

Hani “sokaklara çıkabilmenin bile kahramanlık” sayıldığı yıllarda…

Hani “Milletim! Vatanım! Devletim! Askerim! Mukaddesatım!” deyip de!!!

Hani “nefs-i müdafaa”ya zorlanmış “tığ gibi gençler”imizin…

Hani sapına kadar “ülkükolik/çilekolik/mefkurekolik” bir şekilde “kız bile sevemeyen” “vatana/devlete/bayrağa/mukaddesata sevdalı nesiller”in…

Hani işte o “güzelim nesiller”in “destansı mücadelesi…”

Hani elde yok, avuçta yok iken yine de…

Hani “vatanım/bayrağım/devletim/mukaddesatım sahipsiz değil” dercesine…

Hani “Türklük/İslamlık uğrunda”, “ölümün riyası olmaz”ı ispatlarcasına…

Hani tıpkı “Çanakkale’yi Geçilmez!” yapan “ruh” ile dopdolu bir şekilde, teşkilatının başına, öleceğini/öldürüleceğini bilmesine rağmen…

Hani “tığ gibi binlerce Müslüman Türk Şehidleri/ Ülkücü Şehidler”in verdiği…

İşte, o “destansı mücadele” de, “iblis zihniyetliler”ce dillerdirilen “Size mi, kalmıştı?…” sözlerine …

Rahmetli Mehmet GÜL’ce cevaplandırmak lazımmış:”Pardon!!!”

“Pardon!!!” kelimesini, www.milliyetciler de’deki, rahmetli GÜL ile yapılan “son ropörtaj”ta okuyunca…(19.03.2008)

Demek ki , dedim, “Ben yanlışşünmüşüm…Bak “Pardon!!!”un böyle bir anlamı var aslında…Boşuna sinir uçların dikilmiş..”, diye düşündüm…

Şimdilerde de, “at izinin it izine” sapına kadar “karışğı/karıştırıldığı” bir “konjonktür” de…

Hani “turnikelere sürülecek yeni toylar aranıyor…” ya…

Bence tabii…

En gür ses ile …

Rahmetli Mehmet GÜL’ce demeli ve haykırmalı:

“PARDON!!!…”  “PARDON!!!…” “PARDON!!!…”

Posted 19 Mart 2008 by metgultekin in Genel

ŞİİRLERİM   Leave a comment

almanya%20op_resmi

ŞÜNCE SEFALETİ

 

“Düşünce adamları” bir bir gittiler,

Ortalık “çorak adamlara”,

Üstad’ın tabiriyle,

“Çukur adamlar”a kaldı.

                        16. asır misali,

                         “Rönesans”ımıza hasretiz,

                         Nerede Gökalp’ler, Turhan’lar,

                         Nerede Meriç’ler, Çayan’lar,
                          Nerede Arvasi’ler, Necip Fazıl’lar?

                        “Kültür kaynaklarımız”ı

                         “Diriltici” daha niceler!

“Kitap”lar, “okuma”lar,

Basitleştirildi.

“Çorak kültür iklimi”nde,

“Düşünce adamları”,

Nasıl yetişir?

Ya Rabbi!

                              17 Nisan 1998

                               Şanlıurfa

 

BASKI İKİ

 

Sabır ile metanet ile,

İtidal ile yumuşaklık ile,

“Baskı”lara,

 Direneceğiz!

 Sonuna kadar!

                         17 Nisan 1998

                              Şanlıurfa

 

AFERİN!

 

Aferin! Devam et ey oğul!

Aferin! Adam ol ey oğul!

Aferin! Dikkatli ol ey oğul!

Aferin! Bencil olma ey oğul!

Aferin! Ölümü unutma ey oğul!

Aferin! Cihad et ey oğul!

Aferin! Sabırlı ol ey oğul!

Aferin! Azimli ol ey oğul!

Aferin! Affedici ol ey oğul!

Aferin! Merhametli ol ey oğul!

Aferin! Sebat et ey oğul!

Aferin! Çalışkan ol ey oğul!

Aferin! Edepli ol ey oğul!

Aferin! Cömert ol ey oğul!

Aferin! Her şey Allah’tan ey oğul!

Aferin! Tadbirli ol ey oğul!

Aferin! Uyanık ol ey oğul!

Aferin! “İnsan” ol ey oğul!

Aferin! Allah’a güven ey oğul!

Aferin! Hal ehli ol ey oğul!

Aferin! Dua ehli ol ey oğul!

Aferin! Zikir ehli ol ey oğul!

Aferin! Namaz ehli ol ey oğul!

Aferin! İkram edici ol ey oğul!

Aferin! Hizmet ehli ol ey oğul!

Aferin! Ciddiyet ehli ol ey oğul!

Aferin! Mütevazı ol ey oğul!

Aferin! Şükredici ol ey oğul!

Aferin! Cesur ol ey oğul!

Aferin! Gayur ol ey oğul!

Aferin! Yiğit ol ey oğul!

Aferin! Aferin! Aferin!

Dostu düşmanı tanı ey oğul!

Hayırla yad edilenlerden ol ey oğul!

                            29 Nisan 1998

                              Şanlıurfa

 

MEDET

 

“Sahipsiz olan bir memleketin batması haktır,

Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.”

 

Ruhum kelepçeleniyor sanki!

Gönlüm hançerleniyor sanki!

ğsüm oklarla delik-deşik

Ulubatli Hasan misali,

“Bayrak inmesin, ezan susmasın,

Vatan bölünmesin,

Devlet yaşasın” diye…

Medet! Medet! Medet!

“Ya Hazret-i Mevlana”

Kalleşlere, alçaklara, namussuzlara,

Vatanım-Milletim-Devletim-Ordum

Dedikce

Ruhuma iniyor atom bombası

Ve gönlüme saplanıyor şarapnaller!

Şehidler ölmez” inancı ile

Medet! Medet! Medet!

“Ya Hazret-i Mevlana”

                           25 Mayıs 1998

                             Şanlıurfa

 

(son)

Posted 13 Mart 2008 by metgultekin in Genel

ŞİİRLERİM   Leave a comment

y1pnu_HSUmD7fnWuTphNKD8lTZ8y-xXJDxaiVYEfTdlVH5aTb1YS6a8eXMJMCBUVaSwmE2zOsPQ_9Fn4GeR0IRue7_txrxZJ5vR

FARE

 

Farelerle başım belada,

Hasımlarımla belada olduğu gibi,

“Kumbur faresi” hasımlarım…

                                16 Nisan 1998

                                      Şanlıurfa

 

YARENLER DÖRT

 

“Acaipleşen” çağda,

“Yarenler”de “acaipleşti”

Bu ne menem “yarenlik” öyle,

Bir şahin’in bir fare’yi kezlemesi gibi,

“Yarenler” de,

Irk’ı farklı, görevi farklı, zihniyeti farklı diye,

“Kezliyor”lar “yarendaş”larını,

Bu ne menem “yarenlik” öyle?

“Merhametsizleşen Çağ”da,

“Yarenler” de “merhametsizleşmiş”,

Bu ne menem “yarenlik” öyle?

Irk’ı farklı, görevi farklı, zihniyeti farklı diye,

“Ez”mek, “hor”lamak, “hakir görmek” niye?

“Merhametsizleşen Çağ”da,

“Yarenler” de “merhametsizleşmiş

Çağ’a yemin olsun ki;

Hiç kimse,

Hiç birşey,

Hiç bir güç,

Kandıramaz, aldatamaz Allah’ı,

“Hesap var”  “yarenler” , “yarendaş”lar…

                                             17 Nisan 1998

                                                   Şanlıurfa

 

ŞEYTAN’IN FISILDAMALARI

 

Yardım et Allah’ım,

Güç ver Allah’ım,

Uyanıklık ver Allah’ım,

Şeytan’ın fısıldamalarına karşı,

“Çelikten duvar” öreyim.

Şeytanın fısıldamalarına karşı,

İman Kal’ası” inşa edeyim.

                 Yardım et Allah’ım,

                  Güç ver Allah’ım,

                  Uyanıklık ver Allah’ım…(Amin)

                                      17 Nisan 1998

                                        Şanlıurfa

 

SOLCULAR BAŞTAYMIŞ!

 

“Adam olmanın yolu”

“Aydın olmanın yolu”

İnsan olmanın yolu”

İlerici olmanın yolu”

“Solculuktan geçer” diyenler

“Başta”ymış!

“Genç Solcu”ların önünde de,

Koskocaman “tarih” duruyor,

“Solcu” ağbilerinin de,

Bir “kuşak”,

Nasıl “dejenere” oldukları,

Belli değil mi ey solcu?

Bırakalım şu “solculuk-sağcılık”ı!

Uyan ey “genç solcu”,

“Çarklar” ‘farklı’ dönüyor!

Uyan ey “genç solcu”,

“Köşeleri” kapanlar “bambaşka!…”

Uyan ey “genç solcu”,

Menfaat’in “ideoloji”si olmaz!!!

Uyan ey “genç solcu”,

Ezilen, horlanan, sömürülen,

Senin samimiyetin,

Uyan ey “genç solcu”,

“Yalamalar”a “yol” açılır!

Uyan ey “genç solcu”,

“Birileri”nin ,

“Sol”u da, “Sağ”ı da, “İslam”ı da,

“Ben iktidar yaparım”,

Dediği bir çağ’da,

Nazım Hikmet gibi,

“Ne eşeklik etmişim de,

Buralara gelmişim” misali,

Bir “pişmanlık” duymaktansa,

Takılsana “Ulular Kervanı”na,

O zaman daha iyi anlarsın,

Şeytan’a bile papucu ters giydiren”,

İğrenç mi iğrenç, çirkef mi çirkef,

“Oyunları!!!”

Uyan  ey “genç solcu”,

Sömürülen,

Senin samimiyetin!

“Ertuğrul Özkök”ler nerede?

Unutma!!!

                     17 Nisan 1998

                        Şanlıurfa

 

“GENÇ SOLCU” ile HASBİHAL

 

Hey “genç solcu”,

Fikir, silahtan üstün,

şünce, kuvvetten üstün,

“Fikre karşı fikir”,

“Zehire karşı panzehir”

               Bak, ne halde “sol” fikir,

               Bak, ne halde?

               Bir devir gelmişti ki,

               Yüzlerce “franksiyon”,

               Yüzlerce “renk”te “sol” fikir,

               Ve unutma!

                Madem “fikir”, ki öyle,

                Araştır, gör, ne oldu?

                Rusya’da, Polonya’da,                               Çekoslavakya’da,

                 Arnavutluk’ta, Baltık’ta,

                  Türkistan’da, Azerbaycan’da,

                 “Sol” ve “franksiyonlar”ı,

                 “Kendiliğinden”  ‘iflas” etme di mi?

                  Hani o düşünce derinliği,

                  Hani Mahir Çayan’ın,

                  “Sol” a “fikir” olarak kazandırdığı,

                 “Teorisyenliği”,

                   “Sol’un tarihi”

                    Biraz da “ihanet dolu”,

                    Ey “genç solcu!”

Bütün “sol fikirler” ‘ulusal/milli” iken;

“Türkiye Sol”u, “kökü dışarıda” değil mi?

Bütün “sol fikirler milliyetçi” iken,

“Türkiye Solu”, ‘parçalayıcı” değil mi?

Aç arşivleri,

Araştır fikrini,

“Kökü dışarıda olan…”

Ve

“Ulusal/Milli” olmaktan uzak “tek sol fikir”

“Türkiye Solu” değil mi?

Ey “genç solcu”,

Objektif olalım,

Senin tabirinle,

“Yansız” olalım,

“Vuruşmak” niye?

“Döğüşmek” niye?

“Sövüşmek” niye?

“Senaryo hep aynı senaryo”

Değil mi?

“Dönen dolaplar” aynı,

Sömürülen:

Senin samimiyetin!

Ey “genç solcu”,

Yapıcı ol,uzlaşıcı ol, ılımlı ol, yumuşak ol,

Senin tabirinle,

“Kompradorlara” bir şey olmuyor!

Olan,

“Bu toprağın çocukları”na oluyor!

                               17 Nisan 1998

                                  Şanlıurfa

 

 

 

 

                   

Posted 11 Mart 2008 by metgultekin in Genel

ŞİİRLERİM   Leave a comment

arvasi

SABIR

 

Erişir yardıma,

Sabra erenler,

Erişir yardıma,

“Sabırda yarışanlar”

                   Sabır, sabır,

                   “Ya Sabır”

                   Sabretmesini bilmek de,

                    “Adam olmanın yolu”

Erişir yardıma,

Sabra erenler,

Erişir yardıma,

“Sabırda yarışanlar”

               Sabır, sabır,

               “Ya Sabır”

               Sabretmesini bilmek de,

               İnsan olmanın yolu”

Erişir yardıma,

Sabra erenler,

Erişir yardıma,

“Sabırda yarışanlar”

               Sabır, sabır,

               “Ya Sabır”

               Sabretmesini bilmek de,

                “Huzurlu olmanın yolu”

Erişir yardıma,

Sabra erenler,

Erişir yardıma,

“Sabırda yarışanlar”

                                16 Nisan 1998

                                   Şanlıurfa

 

ŞEYTAN

 

Yine neler fısıldıyorsun öyle,

Yaptıklarını gören var!

Sapıtamazsın has kulları,

Allah’ın vaadi var!

                          16 Nisan 1998

                               Şanlıurfa

 

TİK TAK

 

Saatin “tik tak”ları gibi,

Kalbim de “tik tak”lamak da,

Şükürler olsun Rabbime,

Kendini unutturmamakta.

                               16 Nisan 1998

                                   Şanlıurfa

 

ŞEHVET

 

Helal yol”lar var iken,

“Uçkur çözmek” ne diye ey “insan!?”

“Helal yol”lar kolay iken,

“Pisliklere bulaşmak” ne diye ey “insan!?”

                               16 Nisan 1998

                               Şanlıurfa

 

BASKI

 

Nefs’in baskısı, şeytanın baskısı,

Şunun baskısı, bunun baskısı,

“Hamdetme makamındayım”,

“Yaşıyorum”, şükürler olsun.

“Bir nefes alıp vermenin hesabı” var iken!

“Baskı”lar varmış, varsın olsun beyim!

                                    16 Nisan 1998

                                         Şanlıurfa

 

DUA

 

O “güzelim” insanlardan,

Ne istenir bilir misin beyim?

Koca Yunus misali,

“Himmet” istenir, “Dua” istenir,

“Himmet Seyda, Dua Seyda”

                                16 Nisan 1998

                                   Şanlıurfa

 

HERİF

 

Birileri “küfürle” karışık,

“Herif” diyor bana,

Birileri “küfürle” karışık,

“Köpek” diyor bana,

Birileri “küfürle” karışık,

“Uşak” diyor bana,

                  Sabır Allahım sabır,

                   Ya Sabır…

                              16 Nisan 1998

                               Şanlıurfa

 

TEHDİTLER

 

Şeytanlar fısıldıyor,

Bak şöyle, bak böyle “yaparım”

Herkes “görevi”ni yapıyor,

Ey insan!

Biz de “görev”imizi yapalım,

Allahuekber….

                            16 Nisan 1998

                               Şanlıurfa

 

ARKADAŞ

 

Kara günde, ak günde,

Acı günde, tatlı günde,

Mutsuz günde, mutlu günde,

Yardımcı olur, yaraları sarar

Arkadaş

                    Şu varmış, bu varmış,

                    Şöyle imiş, böyle imiş,

                    Farklılıklar aramak yerine,

                   “Azami müşterekler” var,

                    Arkadaş

Arkadaş: Saadete açılan kapı olmalı!

Arkadaş: Hoşgörüye açılan kapı olmalı!

Arkadaş. Şerr’lere, tuzaklara karşı uyarıcı olmalı!

Velhasıl arkadaş,

“Arkadaş” olmalı…

                                           16 Nisan 1998

                                              Şanlıurfa

 

Posted 11 Mart 2008 by metgultekin in Genel

ŞİİRLERİM   Leave a comment

GERÇEKLER(2)
 
Gerçekler, aklı kuvvetlendirir.
Gerçekler, "realite"yi gösterir.
İbrenin kıbleyi göstermesi gibi,
Gerçekler de hayata yön verir.
                           Gerçekler: Madde-mana gerçeği
                           Gerçekler: Hayat-ölüm gerçeği
                           Gerçekler: Acı-talı gerçeği
                           Gerçeklerden "Hakikat"e…
Kimbilir "Hakikat", "gerçeküstü" gerçek!
Kimbilir "Hakikat", bambaşka "gerçek!"
                                    28.Temmuz.1997
                                       Şanlıurfa
RÜYA
 
Rüya: Ötelerden görüntüler!
Rüya: Ötelerin filmi!
               28.Temmuz.1997
                   Şanlıurfa
DOST
 
Düşenlerin yardımcısı,
Zayıfların sığınağı,
Gariplerin muhafızı,
Dostlara merhaba!
              Dostu "tost"laştırdık,
              Düşenleri tekmeledik,
              Zayıfların, gariplerin,
              Haşadını çıkardık,
              Dostlara merhaba!
Dostlara "dostluk" şiarımızdır,
Düşmanlara "düşmanlık" şiarımızdır,
Dostları, düşmanları karıştırdık,
Dostlara merhaba!
             Dostlara yakınlık,
             Rasul’e, Allah’a yakınlık,
             Dostlara merhaba!
                    28.Temmuz.1997
                    Şanlıurfa
 
OSMANLI
 
Yine hafakanlar geldi üzerime üzerime
Bir türlü "dirildim işte!", diyemiyorum,
Üzüntüler, hasretler, heyecanlar,
"Osmanlı benim", diyemiyorum.
                Geliyorlar, ejderha misali geliyorlar,
                Geliyorlar, a’la-yı şirretçesine geliyorlar,
                Geliyorlar, a’la-yı sinsice geliyorlar,
                "Osmanlı benim", diyemiyorum.
Evet, "Osmanlı benim",
Horlanan, aşağılanan "şan" benim,
Altı yüzyıl yaşamış "nam" benim,
"Osmanlı benim, Osmanlı benim"
                 "Osmanlı benim", dedikce nesiller,
                  Yeniden ümitler parlayacak.
                  Gözler buğulanacak, gönüller surura erecek,
                  Ve asırlar, "Osmanlı dirildi", diyecek.
                                         28.Temmuz.1997
                                         Şanlıurfa

Posted 09 Mart 2008 by metgultekin in Genel

ŞİİRLERİM   Leave a comment

SU

 

Rabbimin büyük nimeti

Su.

Nasip olsun bütün insanlığa

Kevser Havuzu’ndan da

Su içebilmek

“O” su dağıtan kutlu ellere

Ulaşabilmek

“O” su dağıtan nurlu ellere

Sarılabilmek

Nasip olsun bütün insanlığa

Kevser Havuzu’ndan da

Su içebilmek

“O” su dağıtan nurlu yüzleri

Görebilmek

“O” su dağıtan “nur üstü nur” insanlar gibi

Nurlanabilmek

Nasip olsun bütün insanlığa

Kevser Havuzu’ndan da

Su içebilmek

“O” su dağıtan nurlu insanların

Yolundan gidebilmek

“O” su dağıtan nurlu insanların

Kervanına katılabilmek

Nasip olsun bütün insanlığa

Kevser Havuzu’ndan da

Su içebilmek

                    15.Nisan.1998

                      Şanlıurfa

 

ÇIRPINMAK

 

Hayatta kalabilmek için

Şahsiyetli olabilmek için

“Ben buyum” diyebilmek için

Çırpınmak çırpınmak!

                    Fakirlere el uzatma da

                    Yetimlerin gözyaşlarını silmede

                     Zayıfların, mazlumların hamisi kesilmede

                     Çırpınmak çırpınmak!

Tuzaklara karşı uyanık olmada

Eşilen hain kuyulara düşmemede

Edinilen küfürlere sabırla direnmede

Çırpınmak çırpınmak!

                    “Dostlar zebun, düşman kavi” iken,

                      Çırpınmak çırpınmak!

                      “Düşman”lardan merhamet “dilenir”ken!

                      Çırpınmak çırpınmak!

Herkesin kendisini kayırdığı,

“Menfaat Çağı”nda,

“Ben buyum” diyebilmek için

Çırpınmak çırpınmak!

                                    15. Nisan.1998

                                        Şanlıurfa

 

YAŞAMAK

 

Hayat güzel değil mi beyim!

Hayat “yaşamaya değer” değil mi beyim!

Kalleşlikler mi, dalavereler mi, ayak oyunları mı?

“Çirkef hayat” ortamında,

“Hayat, yaşamaya değer” diyebilmek!

Güzel değil mi beyim!

“Güzel”liğin “dışta” arandığı bir “Çağ”da,

“İç güzelliği” aramak!

“Ruh güzelliği”ni bulabilmek!

Ve “hayat yaşamaya değer” diyebilmek!

Güzel değil mi beyim!

Dipdiri kalabilmek,

Şahsiyetli yaşayabilmek,

“Menfaat Çağı”nda,

“Çirkef hayat” ortamında,

“Hayat yaşamaya değer” diyebilmek,

Güzel değil mi beyim!

Bakmayın siz , hayatı “yaşanmaz” kılanlara,

Bakmayın siz, hayatı “karartanlara”,

“Hayat, yaşamaya değer” beyim!

Hayat, güzeldir beyim!

                                         15 Nisan 1998

                                              Şanlıurfa

 

HAYAT GERÇEĞİ

 

Hayat: “Yaşamaya değer”,

Hayat: “Güzel” beyim!

İşte “hayat gerçeği”

           Kim demiş, garibiz, kimsesisiz diye,

           Bu “ümitsizlik, karamsarlık” niye?

           Yoksa iğneden ipliğe hesapladığın

           Planların mı suya düşüyor

           Ey efendi!

           Vazgeç  bu telkinlerden de,

            Hayatı daha da “yaşamaya değer” kılalım.

            Değer mi şu üç günlük dünyada,

            “Hayat”larla oynamak!

Hayat:”Yaşamaya değer”

Hayat: “Güzel” beyim!

İşte “hayat gerçeği”

            Ey efendi!

Bana bu hıncın niye?

Irkım mı, geçmişim mi, zihniyetim mi?

Vazgeçin ey “efendi”ler bu hınçtan

“Kardeş” olalım, “yaren” olalım.

                    Hayat: “Yaşamaya değer”

                    Hayat: “Güzel” beyim!

                    İşte “hayat gerçeği”

                                    15 Nisan 1998

                                        Şanlıurfa

 

AŞK

 

Ne menem “cinsel”lik bu?

“Aşk”ı “yozlaştırdılar”

“Cinsel toplum” mu, “aşk toplumu” mu?

“Aşk”ı “pisleştirdiler”

             Aşk: Ulviliktir!

             Aşk: Yüceliktir!

             Aşk: Ahlaktır!

Ne menem “cinsellik” bu?

“Aşk”ı “etiksizleştirdiler”

“Cinsel toplum” mu, “aşk toplumu” mu?

“Aşk”ı “pisleştirdiler”

            Aşk: “Etik”tir!

            Aşk: Ebediliktir!

            Aşk: Yüceliktir!

Ne menem “cinsellik” bu?

“Aşk”ı katlettiler!

“Cinsel toplum”mu, “aşk toplumu” mu ?

“Aşk”ı “yozlaştırdılar”

            Aşk: Sevgidir!

            Aşk: Muhabbettir!

            Aşk: Birliktir!

Aşk: Ölümsüzlüğe açılan kapı!

                                16 Nisan 1998

                                    Şanlıurfa

 

TEDBİR

 

Ne kadar tedbir alınsa da,

“En tedbirli” olunsa da,

 Allah izin vermedikce,

Kullar yapamaz bir şey

                        Demiyor mu Rasul?

                        “Bütün insanlar bir araya gelse de,

                          Allah’ın yardımını kimse engelleyemez”

Elbetteki “tedbir bizden, takdir Allah’tan”

Elbetteki “en tedbirli” olmak gerek!

Elbetteki “tedbirli” olmaya da gayret etmek gerek!

                       Demiyor mu İbrahim Hakkı Hazretleri;

                        “Hakk şerr’leri hayrerler,

                          Arif anı seyrerler,

                          Zannetme ki gayrerler,

                          Mevlam görelim neyler,

                           Neylerse güzel eyler…”

                                                 16 Nisan 1997

                                                     Şanlıurfa

 

SAĞLIK

 

“Olmaya devlet cihanda,

Bir nefes sıhhat gibi”

        Hastalanmadan evvel bilmeliyiz,

        Sağlığın kıymetini…

“Sağlık olsun” beyim!

                     16 Nisan 1998

                        Şanlıurfa

 

 

Posted 09 Mart 2008 by metgultekin in Genel