Archive for the ‘Haberler ve politika’ Category

SAHİDEN DE ‘YAHUDİ’ MOİZ KOHEN TEKİNALP’İN İÇYÜZÜ-3   Leave a comment

SAHİDEN DE ‘YAHUDİ’

MOİZ KOHEN TEKİNALP’İN İÇYÜZÜ-3

 

                    Sözde “Gayr-i Resmî Tarihin Sesi”(!?),“Derin Tarih Dergisi”,Ağustos 2018 sayısında verdiği “Türkçü Kemalist Siyonist MOİZ KOHEN   esrarengiz bir adam…”(*) ‘kitap promosyonu”, bu fakire de, bu yazıyı yazmama sebep oldu.

 

                     “Yüzde yüz yerli, yüzde yüz millî, yüzde yüz İslâmî bir fikriyat” olan; “Türk Tarihi, Türk Kültürü ve İslâmiyet”in ‘beslenme kaynakları’ olduğu “En Kuvvetli Fikriyat: Türk Milliyetçiliği Fikriyatı”na, bazı ‘zihniyet’ ve ‘ideoloji’ sahiplerince, zaman zaman yapılan ‘taarruz’, ‘suçlama’ ve ‘iftiralar’dan biri olan; “Türk Milliyetçiliği Fikir Sisteminin öncüleri Yahudi idi”, ‘iddiası’  ve “Moiz KOHEN” üzerinden ‘taarruz’ ve ‘suçlama’lar sebebiyle; 2011’ler Türkiye’sinde; “Sahiden de ‘Yahudi’ Moiz KOHEN TEKİNALP’in İçyüzü”(**) başlıklı, iki bölüm hâlinde yazı yazmıştım…

 

                     “İlk İçişleri Bakanı”mız olan merhum “Ahmet Ferit TEK”in yazdığı “TURAN” isimli eserinde “Tekin” mahlası kullanması; kendisinin “150’likler listesi”ni hazırlayan olması sebebiyle de meydana gelen “husumet” ve “düşmanlık” ile “Moiz Kohen TEKİNALP” ile “isim karışıklığı oluşturulduğu”nu yazmıştım..

 

                       Yesevizâde Alparslan YASA imzalı “Türkçü Kemalist Siyonist MOİZ KOHEN   esrarengiz bir adam…”(***) isimli eserde ise; “Moiz KOHEN” hakkında yazılmış kitabî çalışmaların, eserlerin bir ‘dökümü’ de verilmiş: 1)M. Ertuğrul DÜZDAĞ, ‘Yakın Tarihimizde Gizli Çehreler’,İst.İz Yayıncılık.2) Prof. Jacop Landau,”Tekinalp: Bir Türk Yurtseveri”,1996,İst. İletişim Yay. 3) Liz Behmoaras,”Bir Kimlik Arayışının Hikâyesi”,İst. Remzi Kitapevi,2015 4) Rifat BALİ,”Bir Günah Keçisi: Tekinalp”,İstanbul,Libra…(s.9,10)

 

                       Ve “Tekinalp, 1883’de,Selânik vilayetinin Serez sancağında, Haham İzak Kohen ile Sara Kohen’in dokuz çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya geldi”(s.10) ifâdeleri Moiz Kohen TEKİNALP’in bir ‘Yahudi’ olduğu, bir ‘Haham Çocuğu’ olduğu da ispat ediliyor…

 

                        İsmi zikredilen eseri,tamamiyle ‘yüzeysel okuma’ olmasa da, hararetle ve hızlı bir şekilde yaptığımız okumada; “Faâl bir Mason” olduğunu;”- 1908-1909 İttihadçı İhtilâli’nden evvel Masonluğa intisâb etmiş, Localarla beraber ihtilâl için çalışmış, sonrasında da masonik faaliyetlerine devam etmiş”(s.14) olduğunu da öğrendik. “Hangi Locada tekrîs edildiği meçhûlümüzdür”(s.14) denilmekte.

 

                        “Abdülhamîd Han ve Osmanlı Düşmanı” olarak da, Moiz Kohen TEKİNALP’in; ‘Sabataî, Mason Fazlı Necîb’in ‘Yeni Asır Gazetesi’nde, ‘daimî muharrirlik’ yaptığını ve ‘geçimini de beş sene müddetle bu şekilde temin ettiği’ni de (s.16) öğreniyoruz.

 

                          Moiz Kohen TEKİNALP’in “Türkçülük ve Pantürkçülük” isimli eseri ile ‘Türkleştirme’ye ‘katkı’ yaptığını; “TURAN” kitabının Moiz Kohen TEKİNALP’e ait olup olmadığı,’aidiyeti mes’elesini ayrıca tartışmak lazımdır2(s.23) denilmekte ve bu “Türkçülük-Pantürkçülük Süreci”nden sonra “Kemalist Frenkçiliğe geçtiği”(s.23) hatırlatılmakta…

 

                            Hattâ eserin “Önsöz”ünde merhum tarihçimiz Osman TURAN’ın, adetâ “İslâm ile meczolunmuş milliyetçilik” anlayışına vurgu yapan YASA; Moiz Kohen TEKİNALP’in ‘Kemalist Frenkçiliği’, ‘Kemalist Tarih Tezi’,’ Güneş-Dil Teorisi Propagandacısı’ olarak; “et ile tırnak” olan; “Türklük ile İslâmlığı” birbirinden ‘ayırmak’ istediği de (s.24-35) hatırlatılmakta…

 

 

                         “Yahudi”, “Haham Çocuğu” Moiz Kohen TEKİNALP’in, “Kemalizm” ile de “Türklüğü aşağıladığı” ve “Kemalizm” isimli eserinin ise “CHP Umumî Katibi Recep PEKER tarafından ‘onaylanarak’ ‘CHP’nin Sesi Bir Kitap’(s.42) olduğuna da dikkat çekilmekte…

 

                          Yine “Yahudi” ve “Haham Çocuğu” Moiz Kohen TEKİNALP’in “Türk Ruhu” isimli, 1944’de neşredilen eseri ile de ,”Bu mahir Yahudi stratejisti, bütün ömrünce, muhtelif fikrî hilelerle, Türklere, İslâm’dan kopup, Avrupalılaşmayı telkin ettiği”(s.49) de hatırlatılmakta…

 

“YAHUDİ”,”HAHAM ÇOCUĞU” MOİZ KOHEN TEKİNALP ve SİYONİST FAALİYETLERİ

 

                       Belki de “Moiz Kohen TEKİNALP’in İçyüzü” hakkındaki en hararetli, en sıcak bilgiler ise ‘Siyonist Faaliyetleri’ olsa gerek.

 

                      “Tam manası ile Siyonist sayılmaz” veya “Siyonizm’in aleyhine dönmüştü” demenin adetâ bir ‘aldatmaca ve kandırmaca’, ‘dezenformasyon’(yanıltma) olduğunun hatırlatıldığı eserin “4.Fasıl”ında(s.50); esasında Moiz Kohen TEKİNALP’in “Beynemilel Siyonizm’in Pek Faâl Bir Elemanı” olduğu; “Selânik’teki gençlik senelerinden itibaren, gayet şuurlu, inanmış bir Siyonist olduğu, bu uğurda hummalı bir faâliyet içinde bulunduğu, teşkilat kurduğu,Avrupa’daki(Hassaten Londra ve Viyana’daki) Siyonist mihraklarla irtibat hâlinde bulunduğu, Siyonizm’in tahakkuku için büyük bir teşkilatla faâliyet gösteren İngiltereli Siyonist muharrir İsrael Zangwill ile mektuplaştığı ve yardımlaştığı, 9. Siyonist Kongresi’nde, Siyonizm’i destekleyen ve bu gayenin tahakkuku için tasavvur ettiği stratejiyi izâh eden bir nutuk irâd ettiği ve nihayetinde İttihadçılar ile Siyonist mihraklar arasında aracı rolü oynadığı”(s.53) hatırlatılmakta…

 

                          Ve 26-30 Aralık 1909 tarihleri arasında, Hamburg’ta yapılan 9. Siyonist Kongresi’nde katıldığının da ispatlandığı(s.56) da hatırlatılmakta…

 

                             “Tam bir hokkabazlık marifetiyle bize “Bir Türk Milliyetçisi, Türk Vatanperveri” olarak kabul ettirilmek istenen Moise Cohen/ P.Risal/Tekin Alp/ Munis Tekinalp’in Selânik’te münteşir Yahudi gazetesi La Epoca’nın 20 Aralık 1910 tarihli nüshasındaki beynatının(bir Fransızca internet sitesinden ulaştığımız) Fransızca metni…”- Ben Siyonizm’i, tercihan Yahudiler için tarihî bir cazibesi olan Filistin’e bir Yahudi hareketi olarak telakki etmişimdir…Siyonist idim, hâlen Siyonistim ve her zaman  da Siyonist olacağım…”(s.60), diye yazdığı da hatırlatılmakta.

 

                              Sözde “Türkçülük ve Pantürkçülük”ten “Kemalizm”e; “Kemalizm”den de “Siyonizm”e uzanan hayatında; “Yahudi”, “Haham Çocuğu” Moiz Kohen TEKİNALP’in; “Yahudiler söz konusu olduğunda ‘din ile milliyet birliği’nden yana olduğu; lâkin “Türkler” söz konusu olduğunda ‘din ile milliyetin zıt şeyler’ olduğu(s.61) düşüncesine sahip ve bir “14 Mayıs”ta kurulmuş olan “İsrail Devleti” ile daima ‘iftihar’ eden biri olduğu da(s.63) hatırlatılıyor…

 

NETİCE:

 

                       Sözde “Gayr-i Resmî Tarihin Sesi”(!?) ‘Derin Tarih Dergisi’nin ‘kitap promosyonu’ olarak, Ağustos 2018’de verdiği, Yesevizâde Alparslan YASA imzalı “Türkçü Kemalist Siyonist MOİZ KOHEN esrarengiz bir adam…” isimli eser; “Sahiden de ‘Yahudi’ Moiz Kohen TEKİNALP’in İçyüzü”nü anlama ve kavramada, çok faydalı bir eser vesselam…

 

Terme, 07.08.2018

İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

 

Dip Notlar:

 

(*): Yesevizâde Alparslan YASA, “Türkçü Kemalist Siyonist MOİZ KOHEN esrarengiz bir adam…”,Derin Tarih Kültür Yayınları-59, Derin Tarih Dergisi’nin 77. Sayısı(Ağustos 2018) hediyesidir.

(**): İsmet GÜLTEKİN, “Sahiden de ‘Yahudi’ Moiz Kohen TEKİNALP’in İçyüzü-1 ve 2”, google arama motoru ile, “1. Bölümü”, Erdoğan ASLIYÜCE yönetimindeki, İstanbul’da çıkan, YESEVÎ Dergisi’nde de neşredilmişti

(***): YASA, adı zikredilen eseri

YASSIADA DA BİR TERMELİ: DEMOKRAT PARTİ(DP) SAMSUN MİLLETVEKİLİ ABDULLAH KELEŞOĞLU   Leave a comment

YASSIADA DA BİR TERMELİ:

 

DEMOKRAT PARTİ(DP)

 

SAMSUN MİLLETVEKİLİ

 

ABDULLAH KELEŞOĞLU

 

“Devlet-i Âliyeyi Osmaniye/Âli Osmanlı Devleti”nin 20. asrın başlarındaki hâl-i pür melâli…

 

Şimdiler de,“İkinci Meşrutiyet”in, ‘çok partili siyasî hayat’ın, 110. seney-i devriyesi de geçmek üzere…

 

“Osmanlı Mebuslar Meclisi…”  “Son Osmanlı Mebuslar Meclisi..”

 

Ve bildiğimiz malûm ‘tarihî vetireler’, ‘tarihî gelişimler…’

 

“Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” ‘Başbuğ’luğunda, “Yeni Bir Türk Devleti”mizin kuruluşu…

 

29.Ekim.1923…’Türkiye Cumhuriyeti Devleti…’

 

Merhum”Başbuğ Atatürk”ün, “Müslüman Atatürk”ün, “Halk Fırkası”nı, günümüzdeki anlamı ile “Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)”ni kuruşu…

 

Yeniden “Çok Partili Hayata Geçiş Çalışmaları…”

 

Ve “07.Ocak.1946”da, “Demokrat Parti(DP)”nin kuruluşu…

 

1950-1960 yılları arası…

 

Merhum ‘Demokrasi Şehidi’ Ali Adnan MENDERES ‘Liderliği’ndeki, ‘on senelik’, “ Tek Parti İktidarı /Demokrat Parti(DP) İktidarı Seneleri…”

 

1922 doğumlu,Termeli Abdullah KELEŞOĞLU…

 

Daha 32 yaşında iken; 02.Mayıs.1954’de yapılan; DP’nin %57 rey aldığı, 502 Milletvekili kazandığı seçimlerde; 502 milletvekilinin biri de Termeli, Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekili, Yassıada da yargılanan Abdullah KELEŞOĞLU…

 

1954 yılı, 10. Yasama Dönemi milletvekili…

 

Yine  daha 35 yaşında iken; 27.Ekim.1957’de yapılan; DP’nin %47,9 rey aldığı, 424 Milletvekili kazandığı seçimlerde; 424 milletvekilinin biri de Termeli, Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekili, Yassıada da yargılanan Abdullah KELEŞOĞLU…

 

1957 yılı, 11. Yasama Dönemi milletvekili…

 

“TBMM Albümü”(1)nde de görüldüğü üzre…Avukat, Hukukçu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu…

 

Türkiye’mizde ‘on sene süren’ “Demokrat Parti(DP) İktidarı/Tek Parti İktidarı” seneleri…

 

Hem de “Demokrat Parti Kadroları”na, ‘Ne kadar da kaliteli kadrolar” dedirten seneler…

 

Merhum Ali Adnan MENDERES’ler dışında, Trabzon’dan rahmetli tarihçilerimizden ‘Osman TURAN’ların; Isparta’dan ‘Said BİLGİÇ’lerin; Samsun’dan da ‘Tevfik İLERİ’lerin ‘Milletvekili’ seçildiği seneler…

Merhum Termeli, Demokrat Parti Samsun Milletvekili Abdullah KELEŞOĞLU da,daha  ‘genç’ denilecek yaşlarında, böyle bir “Demokrat Parti Kadroları”ndan…

 

27.MAYIS.1960 ASKERÎ DARBESİ ve YASSIADA’YA UZANAN HAYAT YOLCULUĞU

 

 

Yine bir “Cuma Günü” yapılan; “Cumhuriyet Tarihimizin İlk Darbesi” olarak da bilinen “27.Mayıs.1960 Askerî Darbesi…”

 

“Yassıada Mahkemeleri…” “Yassıada Yargılamaları…”

 

 

Sözde “Yüksek Adalet Divanı Başkanı (S/Z)alim BAŞOL” ‘öncülüğü’ndeki ‘adalet dağıtıcıları’nın ‘Mahkemeleri…’, ‘Yargılamaları…’

 

 

“Akla hayale gelemeyecek kertede”, yüzlerce “Demokrat Parti(DP) Kadroları”na yapılan; ‘mobbingler’, ‘hakaretler’, ‘psikolojik işkençeler’, ‘fizikî şiddetler…’

 

Hepimizin bildiği ‘infazlar’, ‘idam infazları’, kurulan ‘darağaçları’ ve “Kara Eylül”ler…

 

İşte 1954 ve 1957 senelerinde, daha ‘genç’ denilecek yaşlarda, “Demokrat Parti(DP) Kadroları” safında yer almış olan,Termeli, Demokrat Parti(DP) Samsun Milletveki Abdullah KELEŞOĞLU da, “Yassıada Mahkemeleri”nde yargılananlardandı…

 

“Yassıada Davaları” diye bilinen “11 Dava” çeşidi mevcut…

“Köpek Davası”, “6-7 Eylül Olayları Davası”, “Topkapı Olayları Davası” gibi…

2006 senesinde, 46 sene sonra “erişime açılan” ‘Yassıada Zabıtları’, ‘Yassıada Tutanakları’, işte bu çeşit ‘dava’ları, ‘yargılamaları’ da kapsıyor ve bazı ‘Demokrat Parti(DP) Zihniyet Sahipleri’nce de, “11 Ayrı Kitap Seti” hâlinde ‘kitaplaştırılmış’ bile…(2)

 

“Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Devlet Arşivleri Cumhuriyet Arşivleri Daire Başkanlığı”nca da(bu fakir, bir tür erişemese de),”Yassıada Mahkemeleri Tutanakları” ‘erişime açık…’

 

“Türkiye Büyük Millet Meclisi” resmî web sitesince de ‘açık erişim’ le ‘erişmek’ mümkün.(Bu fakir de, bu şekilde ‘erişti…’)

 

Merhum Termeli, Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekilliğini, 1954 ve 1957 senelerinde, 10. ve 11. Yasama Dönemlerinde  milletvekilliği yapmış olan Abdullah KELEŞOĞLU, “Yassıada Davaları”nda; “Anayasa’yı İhlâl Davası”ndan “Yargılanmış…”

 

 

Birinci sırada merhum Celâl BAYAR’ın; ikinci sırada merhum ‘Demokrasi Şehidi’miz Ali Adnan MENDERES’in “Sanık” olduğu, “398 Demokrat Parti(DP) Sanıkları Kadrosu”nda, merhum KELEŞOĞLU ‘Yargılanmış…’

 

14/Ekim/ 1960’da, “Birinci Oturum” ile başlamış; “Ellidördüncü Oturum 2. Celse” ile 14/8/1961’de,”Anayasa’yı İhlâl Davası Yargılamaları” tamamlanmış…

 

Yine sözde “Yüksek Adalet Divanı”nca ve ‘Başkan’ı “(S/Z)ALİM BAŞOL” ‘öncülüğünde…”

 

9.6.1961 tarihli “17.Oturum”da, “349. Sanık” Abdullah KELEŞOĞLU, “347. Sanık Abdullah KELEŞOĞLU” oluyor..Toplam ‘sanık’ sayısı 398 sanık’tan; 396 sanık sayısına düşüyor…’Tahliye’ vesaire…

 

10/8/1961 Perşembe tarihli “Anayasa’yı İhlâl Davası” ‘Yargılamaları’nda ise, bu sefer de “347. Sanık”lıktan, “346. Sanık Abdullah KELEŞOĞLU” ‘sanık numarası’na sahip oluyor…

 

Merhum KELEŞOĞLU; “10 Ay” süren ‘Yargılamalar’ boyunca; “Yassıada Tutanakları”nın “Anayasa’yı İhlâl Davası Tutanakları”nı okuyup bitirdiğimizde;sadece ‘kendini savunacak’, “müdafî” isim hânesinde, daha ‘birinci oturum’da, “Cahit ARLI(Yok)” yazıyor ve “Ellidördüncü ve Son Oturuma” kadar da; “kendini savunacak” bir “müdafî”si bile olmayanlardan…

 

“Yassıada Anayasa’yı İhlâl Davası Tutanakları”nın bu kısımlarını okurken; “-Bu ‘Terme Keleşoğlu Sülâlesi de neymiş böyle!? “Evlâdları”nı ‘Yassıada’da , neredeyse ‘yalnız bırakmışlar’ dedirtti!!!

 

Ve zikredilen ‘tutanaklar’da da, “takrir mes’elesi”nde, ‘hastalandığından’, “3 sahifeyi  ve 6 sahifeyi bulan dilekçe ve yazılı ifâdeleri”nden bahsediliyor..

 

“İlk Defa”, “geniş bir savunması”nı, “ifâdesini” ise; “20. Oturum”un ‘Üçüncü Celse’sinde gördük ve okuduk: “……-Bol döviz tahsisatı ve kredi almadım. İdare meclislerinde vazifem yoktur.Gayr-i meşru servetim olmadığına dair Yüce Divân’dan tarafıma tebligat yapılmıştır. Maruzatım bu kadardır…”(3), dediği ve resimli tutanak belgesinde de gördüğünüz üzre; “-Allah’ına gurban!!! Böyle bir adam! Böyle bir Demokrat Partili(DP), Termeli Abdullah KELEŞOĞLU”, dedirtti…

 

“YASSIADA DAVALARI –KARAR-”

 

“On ay” süren “Anayasa’yı İhlâl Davası Yargılamaları”, 14/8/1961,Pazartesi günü tamamlandı, demiştik…

 

“11 Dava”nın ‘Yargılamaları’nın yapıldığı “Yassıada Davaları”nda, “Karar” ise “15 Eylül 1961” tarihinde açıklanıyor…

 

Ve merhum KELEŞOĞLU; “117 Demokrat Partili(DP) Milletvekili Kadrosu” içinde; “5 yıl ağır hapse mahkûm” edilenlerden…

 

Merhum Termeli Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekili Abdullah KELEŞOĞLU, “Yassıada Mahkemeleri”nde, “Yassıada Davaları”nda, sadece “Anayasa’yı İhlâl Davası”ndan ‘Yargılanmış’(!?)

 

Sonradan bu “beş senelik ağırlaştırılmış hapse mahkumiyet cezası”nın, “Anayasa’yı İhlâl Suçu”nun “4 senesine af” getirilmiş..Kalan 1 senelik “ağırlaştırılmış hapse mahkumiyet cezası” da, 18.Ekim.1962’de, TBMM’nce çıkartılan ‘Af Kanunu ile’ serbest bırakılmışlar…

 

27 Mayıs 1960…

  1. Ekim.1960….

14.Ağustos.1961…

15.Eylül.1961 ve 18.Ekim.1962 tarihleri…

 

Merhum KELEŞOĞLU’nun “Yassıada Hayatı”nı meydana getiren tarih aralıkları…

 

Toplam da iki seneyi bulan ‘Yassıada Hayatı…’

 

“Sanık Abdullah KELEŞOĞLU…”

 

“Yassıada Davaları”nı meydana getiren ve “5 pdf formatı”ndaki “Anayasa’yı İhlâl Davası Tutanakları”nı okumalarımızda; “(S/Z)alim BAŞOL” ‘Başkanlığı’ndaki, sözde “Yüksek Adalet Divanı”na verilen “ifadeler”deki, yapılan “savunmalar”daki “fâsih lisân”, “güzel Türkçe” ‘üslûbu’, bütün ‘tutanak okumaları’mız boyunca, bu  fakiri , âdeta “mest ettiği”ni de, ‘vurgulu’ bir şekilde , “cay-ı dikkat” olarak da belirtmeliyim…

 

“SAMSUN BARO BAŞKANI-SAMSUN YELKEN KULÜBÜ BAŞKANI” ve “MASON”LUĞA UZANAN HAYATI

 

“Yassıada da Bir Termeli: Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekili Abdullah KELEŞOĞLU…”

 

Merhum KELEŞOĞLU; 1969’da ve 1971’de, “Samsun Baro Başkanlığı” da yapmış.(4)

 

Yine 1971-1973 seneleri arasında ise ;“Samsun Yelken Kulübü Başkanlığı” da yapmış.(5)

 

Daha ‘genç’ denilecek yaşlarda; Türkiye’mizde, merhum ‘Demokrasi Şehidi’ Ali Adnan MENDERES ‘rüzgârlarının estiği senelerde’, “Demokrat Parti(DP) Safları”nda “siyasî mücadele” vermiş merhum KELEŞOĞLU; “1980-1981 Dönemi” ile “1981-1982 Dönemi”nde ise; “İki Dönem”, “Samsun Rotary Kulübü Yönetim Kurulu Başkanlığı” yapması ile de “Termeli Masonları”, “Terme’deki Masonları” meydana getirdiğini de biliyoruz..(6)

 

“Termeli Masonlar…” “Terme’deki Masonlar…”

 

Tıpkı “İşadamı Mete BERK”ler gibi…

 

“Termeli İşadamı Mete BERK” de, “1989-1990 Dönemi” ‘Başkan’lık; “1990-1991 Dönemi” ‘Başkan Yardımcılığı’ ve yine “2001-2002 Dönemi”nde ‘Başkan’lık yaparak; (“Samsun Rotary Kulübü Yönetim Kurulu”nun); “Termeli Masonları”, “Terme’deki Masonları” meydana getirmekte…

 

“Necdet KELEŞOĞLU”, “Abdullah KELEŞOĞLU”nun ‘nesi’(?), bilemiyoruz, fakat; ‘Necdet KELEŞOĞLU’ da, “2006-2007 Dönemi”nde,”Samsun Rotary Kulübü Yönetim Kurulu Başkanlığı”; “2010-2011 Dönemi”n de de; “Samsun Rotary Kulübü Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı” yapan isim…

 

Aynı şekilde; “Mehmet Murat BERK” de, ‘Termeli İşadamı Mete BERK’in “nesi”(?), bilemiyoruz, fakat “2016-2017 Dönemi”, ‘Samsun Rotary Kulübü Yönetim Kurulu Başkanlığı’ yapan isim…

 

“Yassıdada Bir Termeli: Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekili Abdullah KELEŞOĞLU”nun, 1954 ve 1957 senelerinde, “Demokrat Parti”li iken ve yine “Yassıada”da “Anayasa’yı İhlâl Davası”nda ‘Yargılanırken’, “Mason” olduğuna dair bir “karine”, bir “delil” yok!!!

 

“İlk defa ne zaman Mason oldular?”

“Mason olmanın sebepleri nelerdi?”

“Niye Mason oldular?”

Bu suâllerin cevaplarını bilemiyoruz…

Fakat gerek “Abdullah KELEŞOĞLU”nun da, gerek “Mete BERK”inde, 1980’lerden itibaren ‘Mason’ olduklarını ve “Termeli Masonları”, “Terme’deki Masonları” meydana getirdiklerini ise “resmen” biliyoruz.(6)

 

TERME’DE ‘DEMOKRAT PARTİ(DP) VAKIASI-1946’lardan 2018’lere…

 

Esasında, “Yassıada da Bir Termeli: Demokrat Parti(DP) Samsun Milletvekili Abdullah KELEŞOĞLU” isimli bu ‘araştırma’mız; “Terme’de Demokrat Parti(DP) Vakıası-1946’lardan 2018’lere” isimli “araştırma”mızın “girizgâhı” mahiyetindedir…

“Demokrat Parti(DP)’li”, Termeli, merhum ‘Bakan’larımızdan Refaaddin ŞAHİN’ler…

“Demokrat Parti(DP)’li”, Termeli merhum Kadir GÜVEN’ler…

“Demokrat Parti(DP)’li”, “Doğru Yol Parti(DYP)’li”, eski Terme Belediye Başkanı, Termeli Yalçın KÜLAHLI’lar…

Hatta “Sabri ARSLAN”lar…

Ve “Demokrat Parti(DP)’li”, “Doğru Yol Parti(DYP)’li”, eski  ismi ile “Bazlamaç Belde Belediye Başkanı” Ömer AKBULUT’lar…

 

Hatırımıza gelenleri ile hatırımıza gelemeyenleri ile…

 

Bu “araştırma”mız, “1946’lardan 2018’lere, Terme’de Demokrat Parti(DP) Vakıası”nı anlamaya ve kavramaya yöneliktir, vesselam…

 

Terme, 29.Temmuz.2018

 

İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

 

Dip Notlar:

 

(1): www.tbmm.gov.tr,Milletvekilleri Albümü,TBMM Albümü,1920-2010, 2. Cilt, 1950-1980

(2) Emine Gürsoy NASKALİ,Yasssıada Zabıtları,11 Kitap Seti,Kitapevi Yayınları

(3): acikerisim.tbmm.gov.tr,Anayasa’yı İhlâl Davası Tutanakları, 5 pdf formatı

(4): www.samsunbarosu.org.tr,’Eski Dönem Baro Başkanları’

(5): www.samsunyelken.org,Eski dönem Başkanlarımız

(6): www.samsunrotary.org/rotary-kulubu/gecmis-dönem-baskanlarımız,resmî web sitesi

 

 

 

TOPYEKÛN “ANADOLU ÇOCUKLARI”NI, “ÜSTÂD NECİP FAZIL”DAN ‘SOĞUTMAK’ İSTEYENLERE VERİLEN EN GÜZEL CEVAP: “aHaber TV ‘ÜSTÂD Necip Fazıl Belgeseli’(*)   Leave a comment

TOPYEKÛN “ANADOLU ÇOCUKLARI”NI,

“ÜSTÂD NECİP FAZIL”DAN ‘SOĞUTMAK’ İSTEYENLERE VERİLEN EN GÜZEL CEVAP:

“aHaber TV ‘ÜSTÂD Necip Fazıl Belgeseli’(*)

 

 

“01.01. Doğumlu”, “Bir Ocak Doğumlu” topyekûn “Anadolu Çocukları”na, “Üstâd Necip Fazıl Soğukluğu Vermek” isteyen ;belki de ‘insanlık tarihinin en iğrenç zihniyetlileri’, artık her iki avuçlarını da yalasınlar!!!

 

“CHP Zihniyeti+Askerî Vesayet Zihniyeti+’Aşırı Devletçi’ SÖZCÜ Gazetesi Zihniyeti” de dâhil…

 

“Sultan’üş Şuara”/”Şairler Sultanı” merhum “Üstâd Necip Fazıl”ın, sadece ‘bir mısrası ile bile’; “Bir şapka, bir Maymun, bir eldiven ve inkılâp”; topyekûn “Anadolu Çocukları”, nasıl “Atatürk Düşmanı”, “Müslüman Atatürk Düşmanı” yapılmak istendi!?

 

Hal bu ki, merhum “Şairler Sultanı” ‘Üstâd Necip Fazıl’, “Atatürk Düşmanı”, “Müslüman Atatürk Düşmanı” değil; bilâkis “Millî Şef Zihniyeti Düşmanı”, “İsmet İNÖNÜ Zihniyeti Düşmanı”, “CHP Zihniyeti Düşmanı”,”Askerî Vesayet Zihniyeti Düşmanı” idi…

 

Yaşadığı “sergüzeşt-i hayat”ında, “Millî Şef İsmet İNÖNÜ CHP’si Dönemi”nde, “Sultan İkinci Abdülhamid Han” demek  bile “suç”tu…

 

“12 EYLÜL DARBESİNİ DESTEKLEDİ” İDDİASI!!!

 

“aHaber TV”nin neredeyse üç saati bulan; iki saat elli dakikalık “Üstâd Necip Fazıl Belgeseli”ni “pür dikkat” seyrederken; merhum “Şairler Sultanı” ‘Üstâd Necip Fazıl’, “12 Eylül Askerî Darbesini Destekledi” iddiasında olanlara da, ‘tokat’ gibi cevap veriliyordu: ‘Netekim Paşa’, merhum “Üstâd Necip Fazıl”, seksen yaşında olmasına rağmen; “Sultan Vahdeddin Mes’elesi” sebebiyle, “bir buçuk senelik hapis cezasını” onaylamıştı…

“Hakk vâki oldu da”, bu ‘ceza’sı uygulanamadı…

 

Şâyed merhum “Şairler Sultanı” ‘Üstâd Necip Fazıl”, “12 Eylül Askerî Darbesi”ni, ‘iddia’ edildiği üzre, ‘desteklemiş’ olsa idi; “12 Eylül Cunta Başı”, “bir buçuk senelik hapis cezasını onaylar” mıydı ki!?

 

                              “BÜYÜK DOĞU MARŞI”

 

“aHaber TV”nin hazırladığı “Üstad Necip Fazıl Belgeseli”nde, “Büyük Doğu Marşı” nasıl yazılmıştı?, suâli de cevaplandırıldı.

 

“İstiklâl Marşı Şairi” merhum Mehmed Âkif ERSOY, vefât edeli daha bir sene bile olmadan; “Millî Şef İsmet İNÖNÜ CHP Zihniyeti”, ‘Yeni Bir Türk Millî Marşı’ için ‘yarışma’ tertipler.

 

İşte “malûm zihniyet”in, “Yeni Bir Türk Millî Marşı Yazalım” düşüncesinin bir ‘uygulaması’ olarak da; merhum “Şairler  Sultanı”, ‘Üstad Necip Fazıl’ da ‘kaleme sarılır’ ve ileride “B.D. Hareketi Marşı”, “Büyük Doğu Hareketi Marşı” olacak, “Büyük Doğu Marşı”nı yazar.

 

Merhum “Şairler Sultanı”, ‘Üstâd Necip Fazıl’ın ‘sergüzeşt-i hayatı’nın; “Batı’dan Doğu’ya akan bir yolculuk’; ‘Doğu’nun Üstünlüğünü ortaya koyan bir yolculuk’ olarak târif edildiği “a Haber Tv Üstâd Necip Fazıl”ın, zikredilen vetirede yazdığı “Büyük Doğu Marşı” ise şöyle:

 

BÜYÜK DOĞU MARŞI

Allahın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Avlanır, kim sana atarsa kement,
Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.

Allahın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz’un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.
Nur yolu izinden git, KILAVUZ’un!
Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz’un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!
Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak!
Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak!

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!..


(1938)

(**)

 

“İslamiyet, Batı’dan gelse idi, Müslüman olurlardı” diyen merhum “Şulta’nüş Şuara/Şairler Sultanı”, ‘Üstâd Necip Fazıl…”

 

“ÖRTÜLÜ ÖDENEK” TEN ‘PARA ALDI’ MES’ELESİ…

 

Topyekûn ‘Anadolu Çocukları’nı, merhum ‘Üstad Necip Fazıl’dan “soğutma çabaları”nın başında gelen bir ‘mes’ele’ de; “Örtülü ödenek’ten para almıştı” mes’elesidir…

 

“Fikrin, ne fahişesi oldum, ne maskarası

Bilemem ne kadar dır bir vicdanın hava parası”

‘mısralarını’ da yazmış olan merhum “Şairler Sultanı”, ‘Üstâd Necip Fazıl”; âmiyane tabir ile; “Ne yâni, ‘fikrin fahişesi’ mi olmuştu? ‘Hava paraları’ mı almıştı?”

 

“Millî Şef İsmet İNÖNÜ CHP Zihniyeti”+ “Askerî Vesayet Zihniyeti”+ ‘Aşırı Devletçi’ SÖZCÜ Gazetesi Zihniyeti”,vesâire zihniyetler, topyekûn ‘Anadolu Çocukları’nı, güyâ ‘zayıf noktalar’dan, ‘yumuşak karınlar’dan ‘yakalayarak’; merhum “Üstâd Necip Fazıl’dan Soğutmaya” çabalıyorlardı!!!

 

Hal bu ki, “a Haber TV Üstad Necip Fazıl Belgeseli”nde, “Örtülü Ödenek’ten Para Aldı Mes’elesi”nde, merhum “Şairler Sultanı” ‘Üstâd Necip Fazıl’; “Yassıada Mahkemeleri”nde, “Niye Para aldığını?”, ‘ayrıntıları ile’ izâh ediyor da…

 

“Aldım” ile başlayan; “niye aldığını?” izah eden;  “örtülü ödenek’ten aldığı para ile ne yaptığını, nerelere harcadığını, ‘ayrıntılı’ bir şekilde izah eden”, merhum “Üstad Necip Fazıl”ın “Müdafaası”nın da yer aldığı “aHaberTV Üstâd Necip Fazıl Belgeseli”, yine bu ‘mes’ele’de de, “malûm zihniyet sahipleri”ne de , ‘tokat’ gibi cevap veriyor…

 

Topyekûn “Anadolu Çocukları”nı, merhum “Üstâd Necip Fazıl’dan Soğutma çabaları”, beyhûde çabalar…

 

“ÜSTÂD NECİP FAZIL” ve “ÜLKÜCÜ HAREKET”

 

Belki de, bu zamana kadar ki ‘belgeseller’in  ‘en kapsayıcı belgeselleri’nden biri olan ve iki saat elli dakika süren; “a Haber TV Üstâd Necip Fazıl Belgeseli”nde, merhum ‘Üstâd Necip Fazıl ile Ülkücü Hareket’in anlatıldığı kısımlarda da, neredeyse ‘ilk defa seyrettiğimiz ‘video’ görüntüleri ve ‘resimler’ de yayınlandı…

 

“Rapor”lar, diye bildiğimiz, “Kitap-Dergi” hâlinde de “fikir mücadelesini” devam ettirmiş olan merhum “Sultan’üş Şuara/Şairler Sultanı”, “Üstâd Necip Fazıl”ın; “malûm Rapor”undaki gibi; merhum “Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ” ile “Tersleşmiş Bir Fotoğrafı” Yok!!! Bütün ‘Rapor”larında yok!!!

 

Çünkü, topyekûn “Ülkücüler” de, merhum “Üstâd Necip Fazıl”ı ‘severler…’

 

İşte “aHaber TV Üstâd Necip Fazıl Belgeseli”nin ‘bu kısımları’ ise; “Başkan’ımızda ‘Üstâd Necip Fazıl gibi Türk Muhabbeti’ yok!?”, dedirtti…

 

Ve “Ülkücü Hareket”in, neredeyse yirmi iki senedir ‘başında’ olduğunu da ifâde edebileceğimiz ‘Dr. Devlet BAHÇELİ’ de, “BAHÇELİMİZ de, Başkan gibi şiir okuyamıyor!!!”, dedirtti…

 

 

Ve “aHaberTV Üstâd Necip Fazıl Belgeseli”nde yeniden anlayabildiğimiz ve kavrayabildiğimiz ‘bir mes’ele’ de, neredeyse “Bütün Nurcular, Niye Üstâd Necip Fazıl’ı Sevmiyorlar!?”, mes’elesidir…

 

Cevap: – Çünkü, ‘Süleyman DEMİREL’in ‘Mason’ olduğuna dair ‘ilk belge’yi, ‘Büyük Doğu Mecmuası’nda neşreden, merhum ‘Üstâd Necip Fazıl’ idi…

 

 

NETİCE-İ KELAM:

 

“aHaberTV Üstâd Necip Fazıl Belgeseli”, topyekûn “Anadolu Çocukları” üzerinde oynanan, “bütün pis oyunları da” bozuyor, vesselam…

 

Terme, 24.Temmuz.2018

İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

 

Dip Notlar:

 

(*): “a HaberTV, Üstâd Necip Fazıl Belgeseli”, 22. Temmuz. 2018,Pazar, Saat: 21.00-23.50, Canlı

(**): “Büyük Doğu Marşı”,www.n-f-k.com/siirler/buyuk-dogu-marsı

TERME’MİZİN DEMOGRAFİK/NÜFUS YAPISI DENEME ÇALIŞMASI   Leave a comment

TERME’MİZİN

DEMOGRAFİK / NÜFUS YAPISI

DENEME ÇALIŞMASI

 

 

Bu çalışmamız, esasında ‘avamca’da, ‘halk tabakası’nca da ‘anlaşılabilir’ mahiyette; “Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı Deneme Çalışması”dır…

 

‘Benzer’  bir çalışma olan “Ünye’nin Demografik Yapısı” (1)isimli olup; daha ‘üst seviyelere’ yönelik, birkaç bölümlük, ciddî ve mesnetli bir “araştırma”nın neticesi olan çalışmadır.

 

“Demografik Yapı/Nüfus Yapısı” ile mahdut bu ‘Terme Demografik/Nüfus Yapısı Deneme Çalışması”na, sadece “dinî boyut”tan; “etnik kimlik boyutu”ndan yaklaşılmak istenilmemiştir.

 

Çok basit bir suâl ile; “-Acaba Terme’de ne kadar Ordulular yaşıyor? Terme’de ne kadar Suriyeliler yaşıyor? Terme’de ne kadar Romenler/Romanlar yaşıyor? Terme’nin asıl ‘yerli nüfusu’, Terme’de ne kadar ‘Termeliler’ yaşıyor?” suâllerine de cevap aranılmıştır.

 

Maalesef, maateessüf, bu “suâller”in cevapları, “internet ortamı”nda da yapılan “tahkik”ler,”tetkik”ler neticesi, sıhhatli “istatistikî veriler” ile sağlıklı “veri tabanları” ile cevaplandırılamamıştır.

 

“Dinî Boyut”tan ise “Terme’de ne kadar Müslüman olmayanlar/gayr-i Müslimler/Hıristiyanlar yaşamaktadır?

“Dinî +Etnik kimlik boyutu” ile; ‘tarih boyunca’ “Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı”nı meydana getiren, “Hıristiyanlar”ın;“Terme Ermenileri/Terme’deki Ermenilerin nüfusu ne kadar? “Terme Rumları/ Terme’deki Rumların nüfusu ne kadar? “Terme Kriptoları/ Terme’deki Kriptoların(kimliklerini gizleyenlerin) nüfusu ne kadar?, gibi “suâller”in cevapları aranılmıştır.

 

Bu hususta “geçmişe yönelik” sıhhatli ‘veri tabanları’, “salnameler” de “tarihî kayıtlar” olsa da; “son durum” itibari ile 2018 Terme’sinin ‘demografik/nüfus yapısı’ itibari ile sıhhatli “kitabî” ve “istatistikî veri tabanları”na rastlanılamamıştır..

 

“Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı Deneme Çalışması” isimli bu ‘araştırma’mızda; “Terme’mizin Demografik / Nüfus Yapısı”nın, ekseriyetle “Terme’mize Hicret edenler”den; “Terme’mize Göç edenler”den; “Muhacir”lerden, “Göçmenler”lerden ve “Mülteciler”den meydana geldiği neticesine varılmıştır.

  • “Terme Çerkezleri/ Terme’deki Çerkezler…”
  • “Terme Ekrâdı/Terme Kürdleri/ Terme’deki Kürtler…”
  • “Terme Gürcüleri/ Terme’deki Gürcüler…”
  • “Terme Âlevîleri/ Terme’deki Âlevîler…”
  • “Terme Suriyelileri/Terme’deki Suriyeliler…”
  • “Terme Romenleri(Romanları)/ Terme’deki Romanlar…”

 

“Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı Deneme Çalışması” isimli ‘araştırma’mızda, varılan bir netice ise “Terme’deki Ordulular”ın; (“Terme’deki Ünyeliler”+ “Terme’deki Fatsalılar”+”Terme’deki Gölköylüler”+”Terme’deki Korganlılar”),neredeyse “Terme’nin Yerlileri” diyebileceğimiz, “Terme’deki Termelileri”n “sayısı”nı, “nüfusu”nu ‘aştığı’ hususudur.

 

Maalesef, bu hususu ‘ispat’layacak  sıhhatli bir “veri tabanı” ile “kitabî malumatlara” da rastlanılamamıştır..

 

Yine “Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı Deneme Çalışması” isimli ‘tahkik”imizde, “Terme’deki Giresunlular”ın, bilhassa da “Terme Alucralıları/ Terme’deki Alucralılar” ile “Terme’deki Trabzonlular”ların da bir “yekün” tuttuğu hususudur.

 

Maalesef,bu hususta da sağlıklı “veri tabanları”na ulaşılamamış, “kitabî bilgilere” de rastlanılamamıştır…

 

DİNÎ ve ETNİK KİMLİK BOYUTU ile

 

 

“Terme’mizin müslüman olmayan/gayr-i müslim nüfusu”n/’Hıristiyan Nüfus”un ,“küçümsenemeyecek kertede” olduğu neticesine de varılmıştır.

 

“Terme’mizin müslüman olmayan/gayr-i müslim nüfusu” /Hıristiyan Nüfusu” meydana getiren “Terme Ermenileri”/”Terme’deki Ermeniler”in sayısı ile “Terme Rumları/Terme’deki Rum Nüfusu “ ise şöyledir:

 

 

YIL MÜSLÜMAN HIRİSTİYAN ERMENİ RUM YEKÜN
1869 2940 149 669 107 3085
1870 1805   109 40  
1881 9191   768 224  
1894 19292   1735 532  
1893 19038 2069 1641 428  
1900 18957   2056 518 21531
1901 19021   2100 518 21639
1902 19200   2164 529 21893
1903 19400   2180 528 22108
1904 19400   2180 528 22108
1914 23632   2601 967  

(2)

 

TERME’MİZDEKİ MUHACİRLER-GÖÇMENLER-MÜLTECİLER

 

  • TERME ÇERKEZLERİ/ TERME’DEKİ ÇERKEZLER

“Kafkas Halkları”nın 300 senelik ‘Moskof ile Mücadeleleri’nde yenilmeleri…

Moskof Çarı 1. Nikola’nın;”21 Mayıs 1864 Kafkas Sürgünü” Fermanı…

Ve “Osmanlı’nın kuçak açışı…Osmanlı topraklarına göç…”

Göç sırasında Karadeniz’de verilen beşyüzbin şehid…

Beşyüzbin Kafkas Halkları şehidi…

Beşyüzbin şehid Çerkez…

Kafkas Halkları da, Adigeler de, Ubıh-Abhazlar da,Abhazlar da denilen “21 Mayıs 1864 Moskof Mezalimi Sürgünü” ve verilen beşyüzbin Çerkez şehid…

Suâl:“-Niye Osmanlı topraklarına,niye Samsun’a göç?”

Cevap:”-  “Atalarımız Osmanlı’daki Halifenin cennetine gelecekler, sancağı altında güvenle toplanacaklar ve güçlenip vatanlarını Ruslardan geri alacaklar…”(3)

 

Ve  1870’lerde,“Nüfus defterleri”ne bile geçen ‘Terme Çerkezleri/Terme’deki Çerkezler nüfusu’ ise: 1210(bin ikiyüz on) Çerkez…(4)

 

Terme’mizin “Çerkezler”lerden meydana gelen köyleri: Emiryusuf Köyü…Tamamiyle “21 Mayıs 1864 Çerkez Sürgünü” sonrası, Çerkezlerden meydana gelen köy…1997’de nüfusu 724…2000 yılında ise nüfusu 658…

 

Orta Gerfi/OrtaSöğütlü köyü…’Terme Çerkezleri/Terme’deki Çerkezler’den meydana gelen köy…

 

“Mescid-i Hüseyin/ Hüseyinmescid Köyü…Yine ‘Terme Çerkezleri/Terme’deki Çerkezler’den meydana gelen köy…

 

İmanalisi…Karamahmut…Kumcağız…Yeni Camii köyleri de…

 

En son gelen ‘Muhacir Kafilesi’ tarihi 1910 ve Terme Sancaklı köyüne…(5)

 

2010 senesinde “Samsun Terme Kafkas Kültür Derneği” bile varmış ve faaliyetler bile yapmış…(6)

 

 

  • ‘TERME GÜRCÜLERİ/TERME’DEKİ GÜRCÜLER’

“Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı”nı ‘etnik kimlik’ açısından da meydana getiren “Terme Gürcüleri/Terme’deki Gürcüler”in, Terme’mizde yaşadığı yerleri…

 “Akçay: Samsun iline bağlı olan kasabada Gürcü sülaleler vardır. 1957-58 yıllarında Ünye Ekincik köyünden Macahleli oyah sülaleler buraya yerleşmişlerdir. 300 hane civarındadır. Buradaki sülaleler ise şunlardır; Paşaloğli, Koreliler, Kehyayebi, Hocaloğlebi (Mollasüleymanlar), Mahmudoğlebi, Ahmetoğlebi, Akbaşlar, Helimoğli, …

Kuşcağız (Sarıhasan) Köyü: 1293 Harbi muhaciri Çürüksulu (Kobuleti) Gürcülerin bulunduğu bir köydür. Buradaki Gürcü sülaleri ise şunlardır, Ahmet ağalar (Metshidze), Takidze-yebi, …

 Kuşca: Akçay sapağından gidilen köydeki Gürcüler Acare Keda bölgesi 1293 harbi muhaciridirler. Köy şuan 40 hane civarındadır. Buradaki Sülaleler ise şunlardır; Karaahmetoğulları (ŞAHİN-Lortmanidze, Lortkipanidze), Salihemyayebi (YILDIRIM) Hocaoğulları (Nijaradze-İLHAN),  Diasamidzeyebi, Kasımoğlular (

Kesikkaya-Cilavot: 1293 harbi muhaciri Acareli Gürcülerin bulunduğu bir köydür. Buradaki sülaleler ise şunlardır : Sertoğlebi (Şahin-Katamadze)”(7)

 

Ve ‘Terme Akbucak Köyü’, eski ismi ile ‘Terme AşağıKöybucağı Köyü’ de ‘Terme Gürcüleri/Terme’deki Gürcüler’den meydana gelen bir köy…Veya son isimlendirmesi ile ‘mahalle…’(8)

 

Ve yine “facebook”ta ‘Terme Gürcüler Derneği’ bile ‘kurulmuş…’ ‘Gürcü Alfabesi, Gürcü Lisânı, Gürcüce’ hakkında bilgilendirmeler ‘paylaşılmış…’

 

3)     ‘TERME EKRÂDI/ TERME KÜRTLERİ/ TERME’DEKİ KÜRTLER’

‘Terme Kürtleri/Terme’deki Kürtler’in tarihi, 1870 yıllara kadar gidiyor.

Terme’mizde,  ‘Akçay Kazasında Oturan Ekrad(Kürtler) Taifesi’ndeki ‘Terme Kürtleri’nin, ‘Terme’deki Kürtler’in ‘nüfus’ları ve ‘hane/ev sayıları’ biliniyor…(8)

‘Terme Kürtleri/Terme’deki Kürtler’ deyince ‘yaşadıkları yer’ olarak ilk akla gelen ‘Terme Çangallar Mahallesi…’

Terme’mizin ‘Çangallar Mahallesi’ndeki ‘Terme Kürtleri/Terme’deki Kürtler’in hemen hemen tamamı ise esasında bir ‘Türk Aşireti’ olan fakat ‘Kürt Aşireti’ olarak bilinen ‘Badıllılar Aşireti’, ta ‘Şanlıurfa Badıllılar Aşireti’ne, ‘Nurcu Anadolu Ağabeyleri’nden merhum ‘Abdülkadir BADILLI Aşireti’ne dayanıyorlar…

Muhtelif sebeplerden ‘Badıllı Aşireti’, ‘Göç etmek’ mecburiyetinde kaldıklarında, “Samsun Badıllıları”nı, “Samsun Badıllı Aşireti”ni meydana getirmişler…

İşte ekseriyetle Terme’miz Çangallar Mahallesinde ikamet eden ‘Terme Kürtleri/Terme’deki Kürtler’, ‘Terme Badıllı Aşireti’ni de meydana getiriyorlar…

‘Terme Kürtleri/Terme’deki Kürtler’, sadece Terme Akçay Mahallesi, ekseriyetle de ‘Terme Çangallar Mahallesi’nde değil; yaz mevsimlerinde “Terme Yaylaları”na çıkarak; Terme Ambartepe Mahallesi Üçpınar Yaylarına da çıkarlarmış…Hattâ böyle bir “Terme Yaylalarına Çıkma Geleneği”ni ise “Akçagün(Hülle) Köylü/Akçagün(Hülle) Mahalleli Demirtürkler”in merhum ‘dedeleri’, rahmetli “Hacı Kuzu Fevzi DEMİRTÜRK” başlatmış…

“Terme Yaylaları…” Yine mesela “Terme Sivazlılar Yaylası”, “Terme Sivazlular Yaylası…”

Yani ‘Şanlıurfa-Samsun-Terme Badıllı Aşireti’ne dayanan ‘Terme Kürtleri/Terme’deki Kürtler’ de, yaz mevsimlerinde “Terme Yaylaları”na da çıkarlarmış…

‘Terme Çangallar Mahallesi’nde ikamet eden ‘Terme Kürtleri/Terme’deki Kürtler’in “yıllara ve cinsiyete göre nüfusları” ise şöyle:

 

YIL NÜFUS
2013 609
2014 612
2015 615
2016 611
2017 609

Erkek 290
Kadın 319

(9)

 

  • ‘TERME ALEVÎLERİ/TERME’DEKİ ALEVÎLER’

 

“Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı Deneme Çalışması” isimli bu ‘tahkikler’imizde, hem “muhacirler-göçmenler-mülteciler” kategorisine, hem de “dinî ve etnik kimlik boyutu”na dahil edilebilecek bir “nüfus kitlesi” de ‘Terme Alevîleri/Terme’deki Alevîler’ olsa gerek!

 

‘Terme Âlevîleri/Terme’deki Alevîler’, daha önceleri de yaptığımız ‘tahkik’lerde; Terme’mizin ekseriyetle ‘Sivaslılar Köyü’nde, ‘Sivaslılar Mahallesi’nde ikamet etmekteler…

 

Ki, ta 1870’li yıllarda, buralara ‘Sivaslı Göçebeler’in gelip yerleştiği “nüfus kayıtları” da vardır.(10)

 

Sonradan ise “Köyün veya yeni isimlendirmesi ile  Terme Sivaslılar Mahallesi, Güvenç Abdal Ocağı’na bağlı Hubyar Sultan Ocağı mensuplarından da meydana gelmektedir. Bunlar, 100/150 sene önce,Tokat-Niksar’dan gelip yerleşmişlerdir.(11)

“Terme Sivaslılar Mahallesi”nin zamanla meydana gelişinde “illegalite”, “meşruiyet dışı” faaliyetler de olduğu dillendirilmiştir.(12)

 

“Terme Sivaslı Göçebeleri” ile “Terme Alevîleri/Terme’deki Alevîler”, ekseriyetle ‘Terme Sivaslılar Mahallesi’nde ikamet etmekteler…Terme Çangallar Mahallesi ile Terme Sakarlı Mahallesi’nde de ikamet edenleri, yaşayanları vardır..

 

  • ‘TERME SURİYELİLERİ/TERME’DEKİ SURİYELİLER’

 

 

Bilinen “Suriye Mes’elesi” sonrası Türkiye’mize ‘göç etmek’ mecburiyetinde kalan “Suriyeliler…Muhacirler…Göçmenler…Mülteciler…”

 

‘Terme Suriyelileri/Terme’deki Suriyeliler’in sayısı ve nüfusu ne kadar? Terme’mizin hangi köy veya mahallelerinde yaşamaktadırlar?

 

Bu hususlar da sıhhatli ‘veri tabanları’na ulaşamadık!?

 

“Samsun’daki Suriyeliler”in ‘nüfusları’nın ise yuvarlak rakamla on binlere dayandığı söylenilebilinir…

“Terme Suriyelileri/Terme’deki Suriyeliler”in bir kısmının ise ‘Terme Orta Gerfi/Terme Orta Söğütlü Mahallesi’nde yaşadıkları bilinmektedir…(13)

 

  • ‘TERME ROMENLERİ(ROMANLARI)/TERME’DEKİ ROMENLER(ROMANLAR)

 

 “Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı”nı  son senelerde ‘etkileyen bir nüfus’ da ‘Romenler….Romanlar…’

 

‘Terme Çangallar Mahallesi’ndeki “Terme Romanlar Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği”ne yönelik ‘dernekleşme’ çalışmaları da ‘yerel basına’ yansımaktadır.(14)

‘Terme Romenleri/Terme’deki Romenler’, ne zaman, ne şekilde, niçin ‘Terme’mize gelmişlerdir?, bilinemiyor…”Nüfusları” ne kadardır?, bilinemiyor…

  • ‘TERME ELEKÇİLERİ’

 

Yine 1870’li yıllara ait ‘Trabzon Vilâyeti Salnâmeleri’  nüfus kayıtlarına göre, Terme’mizin ‘Akçay Mahallesi’ne, “Göçebeler Taifesi”nden, “Elekçiler”in, “Bervahi Beyanşadlar”ın iskan edildiğidir…(15)

 

“TERME’DEKİ ORDULULAR” MES’ELESİ…

 

‘Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı’nda bir haylice yer kaplayan; belki de “Terme’deki Termelileri”n ‘nüfusunu bile geçen”; “Terme’deki Ordulular Gerçeği…”

“Terme’deki Ordulular…”

Yani “Terme’deki Korganlılar…”

“Terme’deki Fatsalılar…”

“Terme’deki Gölköylüler…”

“Terme’deki Ünyeliler…”

Ne  “Türkiye İstatistik Kurumu”(TÜİK)’in,“Adrese Dayalı Nüfus Kayıt İşlemleri Sonuçları”(ADNKS)ndan; ne de “İçişleri Bakanlığı Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü(NVİGM)” ‘veri tabanlar’ından, hiçbir “veri”ye ulaşamadık!!!

“Terme KorganlılarKültür ve Dayanışma Derneği”nin ‘ilgilileri’nin ‘yerel basına yansıyan’ açıklamalarından; “Terme’de on binin üzerinde(10 binin üzerinde) Korganlıların yaşadığı” ifâde ediliyor.(16)

Toplamda, “yekün”de, “Terme’deki Orduluların Nüfusu” hâlâ bilinemiyor…

 

“Terme’mizin Demografik/Nüfus Yapısı”nı ‘geçici olarak’ da ‘etkileyen nüfus hareketleri’ ise hepimizin malûmu: a) Yaz mevsiminde ‘gurbet’lerden Terme’mize gelen “Termeli Gurbetçiler..”

  1. b) “Fındık Toplamak için”, “Güney-Doğu Anadolu’muz”dan gelen “fındık işçileri…”

 

                 TERME ŞEHİR MAHALLE NÜFUSLARI

 

 

 

“Terme Mahalle Nüfusları

Yıl İlçe Mahalle Adı Mahalle Nüfusu
2017 Terme Fenk Mah. 9.628
2017 Terme Çay Mah. 8.705
2017 Terme Yeni Mah. 3.227
2017 Terme Sakarlı Mah. 3.071
2017 Terme Elmalık Mah. 2.800
2017 Terme Evci Mah. 2.761
2017 Terme Yenidoğan Mah. 2.366
2017 Terme Yalı Mah. 1.822
2017 Terme Yunus Emre Mah. 1.687
2017 Terme Bazlamaç Mah. 1.679
2017 Terme Hüseyinmescit Mah. 1.612
2017 Terme Bahçelievler Mah. 1.427
2017 Terme Gölyazı Mah. 1.345
2017 Terme Kozluk Mah. 1.329
2017 Terme Kocaman Mah. 1.292
2017 Terme Söğütlü Mah. 1.258
2017 Terme Gündoğdu Mah. 1.145
2017 Terme Akçay Mah. 951
2017 Terme Cumhuriyet Mah. 922
2017 Terme Akbucak Mah. 793
2017 Terme Ahmetbey Mah. 705

 

“(17)

 

Terme’mizin ‘Şehir Mahalle Nüfusları Tablosu’ndan da görüleceği üzre; 2017 verilerine göre Terme’mizin en kalabalık şehir mahallesi “Frenkler Mahallesi” diye de bilinen “Fenk Mahallesi..”

 

İkinci sırada ise “halk arasında” ‘Gürcüler Mahallesi’ olarak da bilinen “Çay Mahallesi…”

 

Ve diğer Terme Şehir Mahalle nüfusu sıralamaları…Yeni Mahalle, Sakarlı Mahallesi, Elmalık Mahallesi, Evci Mahallesi,Yenidoğan Mahallesi, Yalı Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi, Bazlamaç Mahallesi, Hüseyinmescid Mahallesi….

 

“Terme Nüfusu Yıllara Göre Artış Grafiği” ise:

 

2017 71.196
2016 71.577
2015 71.910
2014 72.599
2013 73.615
2012 73.094
2011 74.486
2010 74.912
2009 77.178
2008 77.517
2007 74.833

(18)

2017’de Terme nüfusu 71.196 …2007’de ise 74.833…

2007’den 2017’ye, on senede ‘Terme Nüfusu’nda, yaklaşık “3 bin nüfus azalması vakıası” yaşanmış…

Göç vermiş…

2007’den 2008 ve 2009’a ise yaklaşık ‘üç bin nüfus artışı vakıası’ yaşanmış…

Göç almış…

TERME, 23.TEMMUZ.2018

İSMET GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

Dip Notlar:

(1): M. Ufuk MİSTEPE(Araştırmacı-Orman Endüstri Yüksek Mühendisi),”Ünye’nin Demografik Yapısı”, unyezile.com

(2): www.carsambanufusdefteri.com,Hasan TOPUZ ve…Yrd.Doç.Dr. Nuri YAZICI,” Osmanlı Salnâmelerinde Terme”, Terme PINAR Dergisi, Yıl:1 Sayı:1 Haziran 2013, s.47

(3): Uğur DEDE, “Abdülkadir ÖZYILMAZ ile Samsun Çerkesleri”, www.samsunhaber.com, 20.Haziran.2012

(4): www.carsambanufusdefteri.com,Hasan TOPUZ ve, 1870’li Yıllar ‘Trabzon Vilâyeti Salnâmeleri…’

(5): Uğur DEDE,”Abdülkadir ÖZYILMAZ ile Samsun Çerkesleri, adı geçen röportaj…

(6): www.haberciniz.biz, 30.05.2010

(7): Genatsuale.wordpress,19.Temmuz.2018

 

(8)Wwwgdd.org.tr,Gürcistan Dostluk Derneği,19.Temmuz.2018

(9): www.nüfusuna.com,

(10): www.carsambanufusdefteri.com,Hasan TOPUZ,1870 ‘Terme Sivaslı Göçebeleri’,

(11): İsmet GÜLTEKİN,”TERME ALEVÎLERİ ÜZERİNE”, Terme Birlik MEFKÛRE blog,15 Temmuz 2014

(12): İsmet GÜLTEKİN, adı geçen yazısı

(13): “Terme’ye Gelen Suriyelilere Türkçe Eğitimi”,www.haberler.com,22. Mayıs.2013

(14): “Romanlar Derneği Yardım Bekliyor”, Terme Bilgi Gazetesi, 23. Mayıs.2018,s.5

(15): www.carsambanufusdefteri.com,Hasan TOPUZ ve

(16): “Terme’ye Yeni Bir Dernek”, www.termebilgigazetesi.com,03.10.2017

(17). www.nufusu.com/ilçe/terme

(18): http://www.nufusu.com/ilçe/terme-

 

 

TERME’MİZDEKİ TARİHÎ-MİMARÎ ÖZELLİKLİ KEMERLİ KÖPRÜLERİMİZİN ‘TESCİLİ MES’ELESİ…’   Leave a comment

TERME’MİZDEKİ TARİHÎ-MİMARÎ ÖZELLİKLİ

KEMERLİ KÖPRÜLERİMİZİN ‘TESCİLİ MES’ELESİ…’

. Terme’mizdeki Tarihî-Mimarî Özellikli Kemerli Köprülerimiz, Ne Zaman “Korunması Gerekli  Taşınmaz Kültür Varlığı Tescili” ile ‘Tescillenmişti?”

 

  • Terme’mizdeki Tarihî-Mimarî Özellikli Kemerli Köprülerimiz kaç tane?
  • Terme’mizdeki Tarihî-Mimarî Özellikli Kemerli Köprülerimizin Hepsi “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı Tescili” ile ‘Tescillenmiş mi?’
  • “Terme Akçay İki Kemerli Köprü”yü, 1940’larda ‘Almanlar’ Niye Yaptı?
  • 1937’te, Kim/Kimler Tarafından Yaptırıldığı Bilinemeyen;“Terme Miliç Tek Kemerli Köprü”müz de, “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı Tescili” ile Niye “Tescillenemedi!?”

 

 

“Terme Belediye”mizin, son 16 senelik “AK PARTİ ŞENOL KUL DÖNEMİ”nde de, bazı ‘olumlu ve sevindirici icraatlar’ın yapıldığına da şahid olmaktayız.

 

Her ne kadar “Büyükşehir Yasası”, “Bütünşehir Yasası” ile âdeta “İlçe Belediyeleri” de “fonksiyonksuzlaşma” ve “kariyer çizilmesi” “vakıâları” yaşamış olsalar da, yine de “İlçe Belediye Başkanları” olarak; uygulamada, vazifelerinin başında olduklarını rahatlıkla ifâde edebiliriz.

 

Her ne kadar “Büyükşehir Yasası” ile “Bütünşehir Yasası” ile “Türkiye’mizin ‘Millî Devlet Yapısı’nın, ‘Üniter/Tekli Devlet Yapısı’nın bozularak; “Eyaletlere Bölüneceğiz” düşünceleri de, “kamuoyu”nda yazılıp-çizilmekte, dillendirilmekte, ‘yüksek sesli de düşünülse ” de…

 

“HORASAN’DA TARİHî KEMERLİ KÖPRÜLER TESCİLLENDİ”

 

Bugünkü Türkiye Gazetesi’nin, “Horasan’da Tarihî Kemerli Köprüler Tescillendi”(1) haberi, hafızama, acaba, “Horasan Alperenlerinin Diyârı Terme”mizde de “Tarihî-Mimarî Özellikli Kemerli Köprülerimiz”de, ‘Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı Tescili” ile “tescillendi mi?”, suâlini getirdi.

 

Ki, beş seneye yakın bir neşriyat süresinde, “Terme Basın Tarihi”ne imza atmış; âdeta “Bir çıkar, Pîr Çıkar”, “Terme Birlik MEFKÛRE-Birlik Olmadan, Dirlik Olmaz” isimli yerel/mahallî gazetemizin neredeyse daha ilk sayılarında, “Terme’mizin Tarihî Köprüleri”ni de “Terme kamuoyu”na maletmiştik.

 

İlgili ‘görsel’de de görüleceği üzre; Terme’mizde, tarihî ve mimarî özellikli, iki adet kemerli köprümüz var: 1) Terme Akçay İki Kemerli Köprü…2) Terme Miliç Tek Kemerli Köprü…

 

“Terme Akçay Tarihî İki Kemerli Köprü”, 1940’lar da “Almanlar” tarafından yapılmış. İkinci Cihan Harbi şartları…”Almanlar, Terme’mizde, böyle bir köprüyü niye yaptılarsa!?…

 

Esasında Terme Akçay Tarihî Üç Kemerli Köprü imiş…Velâkin, 1965’deki ‘sel felâketi’nde, ‘bir kemeri yıkılmış…’

Uzunluğunu “90 adım” olarak ölçmüştük..

 

“Terme Miliç Tarihî Tek Kemerli Köprü”müz ise 1937’lerde yapıldığı fakat kim/kimler tarafından yapıldığını bilemediğimiz, eski “Miliç Jandarma Karakolu” karşısındaki köprü…

 

“KORUNMASI GEREKLİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIĞI TESCİLİ”

 

‘İnternet’ten de yaptığımız ‘tetkik’de, “Terme Belediyesi Tarihî Eserleri Koruyor”, “Terme’deki Tarihî Kemerli Köprüler Tescillendi”  ‘haberleri” ile  öncelikle “Terme Kamuoyu”nun bilgilendirildiğini gördük.

 

Ne zaman mı? 2016 senesinin Kasım aylarının sonlarında, 29 ve 30 Kasım tarihlerinde… Hem bazı gazetelerin; hem de “haber site”lerince yapılan haberlerde…

 

Evet, Terme Akçay Mahallesindeki, Terme Akçay Tarihî-Mimarî Özellikli İki Kemerli Köprümüz, 78 yaşındaki köprümüz, ta 2016 Kasım ayı sonunda, Aralık ayı başında, “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı Tescili Mes’elesi”nde, ‘Gereği Yapılarak’, ‘tescillenmiş’;‘Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı Tescili’ ile ‘tescil edilerek’, ‘koruma statüsü’ne kavuşturulmuş…

 

Elbette ki, “Horasan Alperenlerinin Diyârı Terme”mizdeki “her Termeliyi” sevindirici bir hâl…

 

Düşünebiliyor musunuz; daha hâlâ, 2018’ler Terme’sinde bile “Yıkılan Hapanaltı”mızın veya “Yıktırılan Hapanaltı”mızın “acısını yaşarken”; “Tarihî Terme Hapanaltı”mızın hasretini çekerken…

 

Ta, 2016 Aralık başında, “Terme’mizdeki Tarihî Eserlerin”, âdeta birer “Sit alanı” gibi, ‘resmen’ de ‘koruma altına’ alınmış olması…

 

YA “TERME MİLİÇ TARİHÎ-MİMARÎ ÖZELLİKLİ TEK KEMERLİ KÖPRÜ”MÜZ!?

 

Terme’mizin ‘Miliç Mahallesi’ndeki, eski ‘Miliç Jandarma Karakolu’ karşısındaki, “Terme Miliç Tarihî İki Kemerli Köprü”müz de, niye “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı Tescili” ile “tescil” edilemedi ki!?

 

Hal bu ki, bu köprümüz, daha eski tarihte, 1937’de yapılmış… 81 yaşındaki köprümüz…

 

“16 Senelik Ak Parti Şenol Kul Dönemi”nde de, “Terme Belediyemiz”den, ‘Terme Tarihî Eserlerimize Yönelik”, bu şekildeki “uygulamaları” da, yine ‘olumlu’ ve ‘sevindirici uygulamalar’dır vesselâm…

Terme, 21.Temmuz.2018

İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

 

Dip Not:

 

(1) Türkiye Gazetesi, “Horasan’da Tarihî Kemerli Köprüler Tescillendi”, Bölge Haberleri Sayfası, 21. Temmuz.2018

“DERİN TARİH DERGİSİ”(*)’NDE,’MUSTAFA KEMAL(ATATÜRK) MES’ELESİ’ ve MERHUM MEHMET NİYAZİ ÖZDEMİR   Leave a comment

“DERİN TARİH DERGİSİ”(*)NDE,

‘MUSTAFA KEMAL(ATATÜRK) MES’ELESİ’

ve MERHUM MEHMET NİYAZİ ÖZDEMİR

 

 

Sözde “Gayr-i Resmî Tarihin Sesi”, “Derin Tarih Dergisi”nde, “Müslüman Atatürk Hakikati”ni anlama ve kavramayı hatırlatıcı, kıyısından-köşeşinden de olsa, “yazı arası paragraflar”da da olsa “yazılı ifâdeler”, “kalıcı yazılı cümleler” de neşredilmeye devam ediliyor.

 

“Merhum Bediüzzaman da, Merhum Atatürk de ‘Hasaneyn’…”Müslüman Atatürk”-“Derin Tarih Dergisi” ve İsmail KARA(1) başlıklı yazımızda da, ”Derin Tarih Dergisi”nde; âdeta “Derin Tarih Dergisi Müslüman Atatürk Özel Sayı” çalışmalarının ‘ayak seslerini  de duyduğumuzu’ ifâde etmek istemiştik.

 

Velâkin, bazı araştırmalarda, sanki “Haricî Franksiyonlaşma”, sanki “Marksist Franksiyonlaşma” gibi “onlarca Nurcu Franksiyonları” olan “Nurcu Kitle”lerinden; mezkûr mes’elede, bırakın “ayak seslerini de duymayı”, hâlâ “derin bir sessizlik hâkim” diyebiliriz…

 

Şöyle “kafalarını kaldırıp” da, devâsa bir çalışma olan “Hoş geldin Atatürk” eserini ne zaman “görecekleri”ne dair, hâlâ “en ufak bir âlamet yok!…”

 

Muhtelif sebeplerden, ‘çeşitli nedenler’den olsa gerek!!!

 

MERHUM MEHMET NİYAZİ ÖZDEMİR:”- BU MEMLEKETTE MUSTAFA KEMAL MES’ELESİ HÂLLOLMADAN, HİÇBİR ŞEY HÂLOMAZ!”

 

 

“Hukukçu Mütefekkirlerimiz”den merhum Mehmet Niyazi ÖZDEMİR’in; “-Tayyip Bey babamın katili bile olsa, oyumu ona vereceğim.”(2) ifâdelerine iştirak edemesek de, “Bu memlekette Mustafa Kemal Mes’elesi hâllolmadan hiçbir şey hâllolmaz” ifâdeleri ise “Türkiye’miz Mes’eleleri Tarihî Tesbit” olarak  hafızalara nakşedildi. Âdeta hafızalarımıza, ‘bir mıh gibi mıhlandı…’

 

“Bu memlekette Mustafa Kemal Mes’elesi hâllolmadan…”

 

Yani “Bu Ülke” de, “Türkiye”mizde, “Atatürk Mes’elesi’ hâllolmadan…

 

Evet, bir “olgu”, yaşadığımız bir “vakıa” olarak; 2023 Türkiye’sine beş sene kala  bile; hâlâ “Bu Ülke”de-Bu Ülke, diye yazınca merhum Cemil MERİÇ’in ilgili eserini de hatırlatmayı gaye ediniyorum.-, “Türkiye”mizde, “fikirler, düşünceler câmiası”nda, “efkâr-ı umumiyede”, “kamuoyu”nda bir “Mustafa Kemal Mes’elesi”, başka bir ifâde ile bir “Atatürk Mes’elesi”nin mevcudiyeti, bir “vakıa”, bir “olgu…”

 

Ne “Devlet Aklı”, ne “Millet Aklı”, ne de “Ordu Aklı”, neredeyse 100. yaşını idrâk edeceğimiz “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nde, hâlâ “müşterek noktalar” da buluşamadı, bir “consensusa”, bir “uzlaşma”ya, “bir mutabakata” varamadı…

 

Yine her “29 Ekim”lerde ve her “10 Kasım”larda, “Türkiye Yazılı Basını”nın, bilmem kaçta kaçı, “birden bire sus-pusluk modülüne girmekten” kendini alamıyor!!!

 

Hadi diyelim, “Hukuken de Tescilli Atatürk düşmanı Mustafa ARMAĞAN” bile, “Derin Tarih Dergisi”nin “Bizden Size”sinde bile ,”Umarız en tez zamanda tarihçiliğimize vurulan 5816 prangasının kırıldığını görmek de nasip olur”(3), diye yazmakta…

“1. Cumhuriyet: 29 Ekim1923-21 Temmuz 1946

  1. Cumhuriyet: 21 Temmuz 1946-24 Haziran 2018
  2. Cumhuriyet: 24 Haziran 2018……” vurgusunun da yapıldığı “ÜÇÜNCÜ CUMHURİYET” başlıklı yazısında.(4)

 

İşte “Derin Tarih Dergisi”ne,bir kalemin, birden fazla yazısının mevcudiyeti sebebiyle de, “Ne Kadar da Nepotist(Aşırı Akrabacı) Dergi?”, dedirten Temmuz 2018 tarihli,76. sayısındaki, merhum Mehmet Niyazi ÖZDEMİR’i yâ d edici mezkûr yazıda, merhum ÖZDEMİR:”-Bu memlekette Mustafa Kemal mes’elesi hâllolmadan, hiçbir şey hallolmaz!” diyordu.

 

Ve merhum Mehmet Niyazi ÖZDEMİR’in; “Atatürk’ü yakından tanımak isteyenlerin ,Cemal Granda’nın, ‘Atatürk ‘ün Uşağı İdim’ isimli kitabını okumalarını tavsiye ettiği” de ifâde ediliyordu.

 

Hakkında,“O, TEK BAŞINA BİR TÜRK MİLLETİYDİ” târifinin yapıldığı merhum Mehmet Niyazi ÖZDEMİR’in; ‘yaşadığımız bir vakıa’, ‘yaşadığımız bir olgu’ olan “İkinci Haşhaşiler”, “Fetullahçı Terör Örgütü” üzerine de; “Bir tek cümle ile anlat”ılan; “Yahudi’ye elini verdi, şimdi kolunu kurtaramıyor” tesbitini onayladığı da vurgulanıyor.(5)

 

Merhum Kazım Karabekir Paşa’nın kızı “Hayat Hanım Vefât Etti” (6)haberinin de yer aldığı “Derin Tarih Dergisi”, “Merhum Karabekir Paşa’nın Kitaplarının başına gelenler, aslında neydi?”, suâlini de hatırlattı…

 

Biliyor musunuz, Türkiye’mizin neredeyse hiçbir köşesinde-Bir İzmir Mustafa Kemal Paşa ilçesi hariç!!!- “Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” isimli  cami-i şerife, rastlanılmadığı gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC)’nde de rastlanılmamaktadır.

 

Velâkin, “12 Eylül’ün Mimarı Nurettin ERSİN Paşa” adına, K.K.T.C.’de, bir “12  Eylül Cuntacısı Paşa’nın adına”, bir cami-i şerife ise rastlanılmaktadır…(6)

 

Türkiye’mizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(K.K.T.C.)’nde, “Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” isimli bir “Mescid”, bir “Camii” ise, hâlâ yok iken!!!

 

Terme, 19. Temmuz .2018

İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

 

Dip Notlar:

 

(*):Derin Tarih Dergisi,”Tüm Bildikleriniz Tarih Olacak”, Sayı 76, Temmuz 2018

(1): İsmet GÜLTEKİN, “Merhum Bediüzzaman da, Merhum Atatürk de ‘Hasaneyn’…’Müslüman Atatürk’-‘Derin Tarih Dergisi’ – İsmail KARA, facebook/igltk,Millî Mefkûre, Mefkûre Adamları , Terme Birlik MEFKÛRE ve wordpress/mefkûreadamları blogları,26.Haziran 2018

(2): Can ALPGÜVENÇ(Tarihçi-Yazar),“Mehmet Niyazi Bey’in Ardından…O, TEK BAŞINA BİR TÜRK MİLLETİYDİ”,Derin Tarih Dergisi, adı geçen sayı, s.89

(3): Mustafa ARMAĞAN, “ÜÇÜNCÜ CUMHURİYET”, ‘Bizden Size’, Derin Tarih Dergisi,adı geçen sayı, s.1

(4): Mustafa ARMAĞAN, adı geçen yazısı

(5): Can ALPGÜVENÇ, adı geçen yazısı, s.90

(6): “KARABEKİR’İN KIZI HAYAT HANIM VEFÂT ETTİ”,Derin Tarih Dergisi,’Aktüel’,adı geçen sayı,s.12

(7): İsmail KARA,”Kıbrıs’a Dair Birkaç ‘Maneviyat’ Notu”,Derin Tarih Dergisi, adı geçen sayı, s.69

657. TARİHÎ KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ-KARADENİZLİ (Samsun ve Ordu) GÜREŞÇİLERİMİZİN BAŞARILARI ve GÜREŞÇİLERİMİZİN MES’ELELERİ   Leave a comment

  1. TARİHÎ KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ-

KARADENİZLİ GÜREŞÇİLERİMİZİN BAŞARILARI

ve GÜREŞÇİLERİMİZİN MES’ELELERİ

 

 

Bu sene, 657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri, “Kırkpınar Tarihinde,En YüksekGüreşçi Katılımı(2228 Güreşçi Katılımı)” ile büyük bir çoşku ile yapıldı.

13 Temmuz-14 Temmuz-15 Temmuz 2018 tarihlerinde, üç gün boyunca, “Etno-Spor”umuzun, “Ata Sporumuz”un başında gelen “Güreş Sporumuz”a, gerek Edirne-Sarayiçi’ne gelenler, gerekse “D.MAX TV” ‘televizyon kanalı naklen yayınları’ ile bütün “Güreşseverlerimiz”, güreş sporuna doydular.

 

Üstelik zaman zaman yapılan “Röportajlar” ile de, “Güreşimizin Mes’eleleri”ne yönelik “yüksek sesli düşünmeler” ile ve “Yeni Getirilen Kurallar” ile Türkiye’mizin “Güreş Efkâr-ı Umumiyesi”, “Güreş Kamuoyu”nun “Türk Güreşi”ne alakası diri tutulmaya da gayret edildi.

Bilhassa “1980 Yılı Kırkpınar Başpehlivanı Mehmet GÜÇLÜ” ile yapılan “Röportajlar” da, “Güreşimizin geleceği açısından yeni isimlerin de yetiştiğini, bu yeni isimlerin iyi çalışmaları gerektiği” vurgulandı. Mehmet GÜÇLÜ,adetâ tarihimizde “Etno-Spor”umuzun, “Ata Sporu”muzun başında gelen “Türk Güreşi”ne ‘büyük zarar vermiş” olan ‘Burhan FELEK’leri hatırlatırcasına, “Güreşe zarar vermemek lazım” da dedi.

Yine üç gün boyunca, “Aysan Ayçiçek Yağları Sponsorluğu”nda, “canlı-naklen yayın” yapan “D.MAX.TR” ‘televizyon kanalı”,657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşlerini sunan Bilge HAN’ın, bilhassa “Türk Güreş Federasyonu Başkanı” Musa AYDIN’a yönelttiği seviyeli suâller de kayda değerdi.

 

“Etno-Spor”umuzun ,”Ata Sporu”muzun ‘İlk Sıra’sında gelen “Güreş Spor Dalımızın Pirî Mes’elesi”nde; üç günlük “naklen yayında”, sadece bir keresinde “Hazret-i Hamza Efendimizin Güreşimizin Pirî olduğu “ifâde edilmesine rağmen; aslında, esasında “Güreş Sporumuzun Peygamber Efendimizin Yaptığı Spor, Peygamber Efendimizin Sporu olduğu, Peygamber Efendimizin de güreştiği”, sık sık hatırlatılarak; “Türk Güreş Spor Dalımızın Pirî, Hazret-i Peygamber Efendimiz(s.a.v.)” olduğu da hatırlatıldı.

 

“-Suâl: Taha AKGÜL,Rıza KAYA gibi minder güreşlerinde şampiyonluklar kazanmış güreşçilerimiz, direk olarak, Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanlık Güreşlerinde, güreştirilebilinir mi?

“-Cevap: Minder güreşlerini bırakırlarsa, ancak o zaman güreşebilirler…”

Yine bilhassa 657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri  3. Turda,Antalyalı Güreşçi Ali GÜRBÜZ ile Karadenizli, Ordu Büyükşehir Belediyesi adına güreşen Recep KARA arasındaki, güreş sonrası yaşanılan “tartışmalar” da unutulmayacak kertede.

“-Suâl: İki hakem görevden alındı mı?

  • Cevap: Karar vermede geçiktikleri için, karar vermede geç kaldıkları için, anında karar veremedikleri için, bu güreş sonrası, iki güreş hakemi görevinden alındı.”

Karadenizli ,Ordu Büyük Şehir Belediyesi adına güreşen Recep KARA ki, “4 defa Kırkpınar Başpehlivanı olmuş; 4 defa da finalde kaybetmiş” bir güreşçimizdi. Belki de, 657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri 3.turdaki “Ali GÜRBÜZ-Recep KARA” ‘tartışmalı güreşi sonrası’, “Kule Hakemleri”, ‘Güreşe devam etsinler”, kararı verselerdi, “daha adaletli” olacaktı!!!

“Yukardan açık düşürme oyunu” iddiası ve Karadenizli,Ordulu Recep KARA’nın ‘yenik’ sayılışı, 657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde, hafızalara kazınan “tartışmalı güreş müsabakası”olarak “Kırkpınar Güreş Tarihi”ne geçti.

Her ne kadar Karadenizli, Ordulu “4 defa Kırkpınar Başpehlivanı olmuş, 4 defa da finalde kaybetmiş” güreşçimiz Recep KARA,”Kırkpınara Vedâ” ettiğini açıklasa da, bu kararından da ‘vazgeçirileceği’ ümid edilmekte.

Kaldı ki, Antalyalı Güreşçimiz, Serik Belediyesi adına güreşen Ali GÜRBÜZ, “Yarı Final Müsabakaları”nda, bir başka Karadenizli, Samsunlu Güreşçimiz; bazen “Samsun Ladik Belediyesi adına”, bazen de “Ankara Büyükşehir belediyes, adına” güreştiği hatırlatılan Şaban YILMAZ’a, yenilerek, elendi.

 

657.TARİHÎ KIRKPINAR YAĞLI GÜREŞLERİ ve KARADENİZLİ GÜREŞÇİLERİMİZİN BAŞARILARI

 

2018’deki Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde, “Başpehlivanlık Güreş Müsabakaları”nda, 13 senedir ‘Kırkpınar Başpehlivanı olabilmek için güreşen’, Samsunlu güreşçimiz , hem Samsun Ladik Belediyesi, hem de Ankara Büyükşehir Belediyesi adına güreşen Şaban YILMAZ;yine Samsunlu güreşçimiz, Lâdikli, Ordu Büyükşehir belediyesi adına güreşen Serhat BALCI;yine Samsunlu güreşçimiz,Ladik Belediyesi adına güreşen Fatih ATLI ve 3.turda ‘tartışmalı güreş müsabakası’ sonrası ‘yenik’ sayılan, Karadenizli, Ordulu güreşçilerimizden, Ordu Büyükşehir belediyesi adına güreşen Recep KARA,”Başpehlivanlık”ta güreştiler.

“Başpehlivan” olabilmek için güreşen Şaban YILMAZ, 657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri Kırkpınar Başpehlivanlığı ikincisi; Serhat BALCI,2.tur müsabakalarında elendi. Fatih ATLI ise 3.turda,’çeyrek finale adını yazdıran ilk isim”;”30 dakikalık sürede yenen tek güreşçimiz” oldu.’Çeyrek Final Müsabakaları’nda güreş tutan(Fatih ATLI-Serhat BALCI) ‘iki Samsunlu Güreşçimiz’den ATLI, ‘çeyrek finalde elenen güreşçimiz’ oldu.

Karadenizli, Samsunlu güreşçimiz,Ordu Büyükşehir Belediyesi adına güreşen Serhat BALCI ise,657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri,’Başpehlivanlık Güreşleri’nde,’Yarı Finalist Güreşçimiz’ oldu. Ve ‘Yarı Final Güreş Müsabakaları’nda, ‘Pasif Güreştiği için’, aldığı ‘2 ihtar’ sonrası ,’Yarı Finalde’ elendi.

 

657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri Müsabakalarında, ‘Başpehlivan Güreşleri’nde, toplam olarak, 4(dört) Karadenizli,biri Ordulu, üçü Samsunlu güreşçimiz güreşti.

13 senedir ‘Kırkpınar Başpehlivanı’ olabilmek için güreşen Samsunlu güreşçimiz Şaban YILMAZ, Kırkpınar Başpehlivan İkincisi olarak, en yüksek dereceyi elde eden güreşçimiz oldu.

 

SAMSUNLU GÜREŞÇİMİZ ŞABAN YILMAZ’DAN ‘GÜREŞ SPORUMUZUN GELECEĞİ’ ADINA TARİHÎ UYARILAR…

 

657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Kırkpınar Başpelivanlığı İkincisi Samsunlu güreşçimiz Şaban YILMAZ, güreş müsabakaları sonrası, D.MAX TR ‘televizyon kanalı’, ‘Canlı-Naklen Yayını’nda, bilhassa Samsun’umuzdaki ‘ilgili ve yetkililere’ ‘güreş sporumuzunun geleceği’ adına, “tarihî uyarılar” da bulundu.

Şaban YILMAZ: “- Devlet Sporcusu ünvanını aldığımızda, kendimizi,güreşçilerimizi de garantiye almış oluyoruz…Samsun’dakiler kendilerini saydırsınlar, atasporumuza sahip çıksınlar…Samsun’a ‘Güreş Spor Kulüpleri’ açsınlar…300 yataklı bir ‘Güreş Spor Kulübü’ yapmak zor mu!?

YILMAZ, âdeta, Samsun’umuzun ‘İlgili ve Yetkilileri’ne, “Etno-Spor”umuzun, Ata-sporumuzun başında gelen “Türk Güreşi”ne, ‘Burhan FELEK’ler gibi ihanet etmeyin”, demeye getirdi.

 

NETİCE-İ KELAM:

 

  • Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başpehlivanı, Antalyalı Güreşçilerimizden Orhan OKULU oldu.2018’in “Kırkpınar Altın Kemeri”nin de sahibi oldu.
  • Kırkpınar Başpehlinvanlığı ve Altın Kemer, bu sene de Samsun’a, Karadenize gelemedi…
  • “Türkiye Yazılı Basını”, üç gün boyunca Edirne Sarayiçi’ndeki 657. Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşlerimize, “Ata Sporumuz Güreşe”, bir “Dünya Kupası Müsabakaları”na gösterdiği sıcak ve yakın ilgi kadar, sıcaklık ve ilgi gösteremedi. Sadece Kırkpınar müsabakaları nihayetinde, neredeyse yaptıkları “mini haberler” derecesinde sıcaklık ve ilgi gösterdi. “D.MAX TR”nin üç gün boyunca, saatlerce süren “naklen yayını” ise takdire şayandı.
  • “Kırkpınar”a, “Ata-Sporumuza”,Kırkdört(44) Yabancı Basın ve dörtyüzüç(403) basın mensubu sıcak ve yakın ilgi gösterirken;sayıları kırkları bulan“Türkiye Yazılı Basını”nın “Ata Sporumuz Güreşe” ve diğer “Atasporlarımıza” sıcak ve yakın ilgi gösterebilmeleri için “hukukî müeyyideler”, “hukukî yaptırımlar”, “yasal zorunluluklar” mutlaka getirilmelidir…Hergün ‘spor sayfaları’nda, en azından “bir sayfa” da ‘ata-sporumuz Güreşe yer vermelerinin” ‘hukukî mecburiyeti’ sağlanılmalıdır…
  • Talebimiz: “GÜREŞ TV Kanalı” taleb ediyoruz. Günlük periyotlu “Müstakil Güreş Gazetesi” talep ediyoruz. Yahut daha ‘bütüncül’, daha ‘şümûllu’ , daha ‘kapsayıcı’ bir bakış açısı ile;”Türkiye Ata-Sporlarımız TV Kanalı”, “Türkiye Etno-Spor TV Kanalı” talep ediyoruz. “Türkiye Ata-Sporlarımız  Gazetesi”,“Türkiye Etno-Spor Gazetesi” taleb ediyoruz.
  • Karadeniz Bölgemiz gibi, bilhassa Samsun ve Ordu il ve ilçelerinde, mutlaka “hukukî müeyyideler” de uygulanarak, “Büyükşehir belediyeleri”nde, “İlçe belediyeleri”nde “Güreş Tekkeleri” açar gibi, “Güreş Spor Kulüpleri” açılmalıdır.

“Ata-Sporumuz Güreş Spor Dalımızın Geleceği Adına”, ‘hukukî yaptırımlar’, ‘yasal zorunluluklar’ ile bilhassa “İlçe Belediyeleri Güreş Kulüpleri” açılmalı, yeni yeni güreşçilerimiz yetiştirilmelidir. Bu hususta, “Samsun Büyükşehir Belediyesi” olmasa da(!!!); “Samsun Lâdik İlçe Belediyesi” ile “Ordu Büyük Şehir Belediyesi”nin, neticede, “Türk Güreş Sporumuz” adına yaptıkları hizmetler takdire şayandır.

Belki de, ‘Samsunlu Güreşçiler Potansiyeli’ içerisinde en yüksek ‘Güreşçi Potansiyeli’ne sahip; Samsun’umuzun üçüncü nüfusu kalabalık ilçesi Terme’mizde, “Türk Güreşimizin Geleceği” adına çalışmalar, hizmetler de yapılamayışı, esef vericidir.Hâlâ “Bir Güreş Minderi bile olmayan Terme”mizde, bir an evvel “Terme Belediyesi Güreş Spor Kulübü” de açılmalıdır…

Bu sene ki, 657.Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde, ki ‘Kırkpınar Tarihinde, 2228 Güreşçi katılımı ile, tarihin en yüksek güreşçi katılımının olduğu güreşlerde’, başka kategorilerde, “Termeli Güreşçilerimiz”den bir “Hüseyin ŞAHİNAL” gibi isimler de güreştiler mi, ne gibi başarılar elde ettiler, bilemiyoruz. Velâkin şu bir gerçek ki, şu bir hakikat ki, “Terme, Güreşçiler, Pehlivanlar Diyârıdır…”

Vesselâm…

Terme, 17.Temmuz.2018

İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail.com

Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

 

“TERME,AMAZON DİYÂRIDIR” DİYENLERE,”İSKİT-HUN-GÖKTÜRK-SELÇUKLU-OSMANLI ve CUMHURİYET TOKADI”   Leave a comment

“TERME, AMAZON DİYARIDIR” DİYENLERE, TARİHÇİ-YAZAR TALHA UĞURLUEL’DEN “İSKİT-HUN-GÖKTÜRK-SELÇUKLU-OSMANLI ve CUMHURİYET TOKADI”:

“- TERME’NİN ‘KAĞAN DÖNEMİ'(İSKİT-HUN-GÖKTÜRK DÖNEMİ)’NE UZANAN BİR TARİHİ VAR”

TERME’MİZDE DANİŞMENTLİLER’DEN

KALMA

‘GİZLİ KALMIŞ TARİHÎ MEZARLIK'(*)

Ünlü tarihçi yazar Talha Uğurluel, geçtiğimiz aylarda Samsun’un Terme ilçesine gitti. Burada bulunan Yukarı Söğütlü Camii’nde Cuma namazını kılan Talha Uğurluel, caminin bulunduğu alanda gizli kalan mezarlık olduğunu iddia etti.

GİZLİ KALMIŞ MEZARLIKLAR

Talha Uğurluel yaptığı açıklamada, “Danişmentleler 1071 Malazgirt sonrası bu topraklara geldiler. Malazgirtle birlikte Karadeniz’e İslamiyet geldi. Şuan bulunduğumuz alanda yeni definler var ama birde yeni mezarlarında yanında gizli kalmış bir bir mezarlık var. Burada bulunan yontulmuş taşlar tesadüfen geldi. Belki hepsi birer Danişment mezarlığı, son derece orijinaller. Taşların şeklinde ve formuna baktığımızda muhtemelen Danişmentlerin defin alanı burası. Tabi ki bu mezarlığın yanında sanki masallar diyarından fırlamış gibi yeşilliğin içinde ahşap bir cami. Burada aslında bir köy yok, sonradan kurulan köyler var. Mihrabın içinde 900’lü bir tarih yazıyor. Eğer hicri ise bu cami Kağan dönemine kadar gidiyor. Sadece bu cami Cuma ve bayram namazlarında kullanılıyor. İnsanın içine girerek saatlerce oturası geliyor. Her şeyiyle ahşap, burada Cuma’nın değeri çok farklı oluyor” dedi.

2 BUÇUK MİLYON ÇERKES ŞEHİT DÜŞTÜ

Bölgedeki köylerin 90 harbinde kurulduğunu belirten Talha Uğurluel, “Buradaki köylerin geneli 90 harbinde kurulmuş köyler. Yani 1877-78 Osmanlı Rus savaşı döneminde kurulmuş. Binlerce Çerkes, Gürcü ve Abaz Müslümanları Rus sürgününe maruz kaldı. İçeride cami cemaatinde bulunan Çerkezlerle sohbet ettim çok etkilendim. Bildiğim bir konuyu direk onlarında ağzından duymak beni daha da etkiledi. Birisi hocam abim hala Karadeniz’de tutulmuş balığın etini yemez dedi. Babam, annem, dedelerin yemez dedi. Neden yemiyorlar biliyor musunuz; 2 buçuk milyon Çerkes, Rusya’nın zoruyla Karadeniz üzerinde buralara göç ettirildi. 50,60’lık teknelere 200,300 kişi bindiriliyor. Karadeniz deli doludur biliyorsunuz. 2 buçuk milyon Çerkesimiz suda boğularak şehit düşüyor. Bunun için sürgünden kurtulup bu bölgeye gelen kişiler Karadeniz’in balığını yemiyor. Balığın bir etiyle atamın bir parçası bana gelir diye tiksiniyor” diye konuştu.

EN BÜYÜK DELİL

Anadolu’nun en büyük tapusunun toprağa gizlenmiş taşlar olduğuna dikkat çeken Uğurluel, “Cami alanının dışında hiç taş yok ama cami çevresinde işlenmiş sivri sivri taşlar var. Hepsi kabir bunların ve kim bilir kaç asır öncesine ait. Bu taşlar Anadolu’nun tapusudur. Birisi kalkıpta Anadolu Diyar-ı Rum’dur dediğinde onun ağzını kapayacak en güzel deliller bunlardır. Mutlaka görmeli, bilmeli, farkında olmalı ve kayıt altına almalıyız” şeklinde ifade etti.

(*): www.termehaber.com,

KAYNAK : https://www.samsunhaber.com/…/samsun-da-gizli-mezarlik-h347… Volkan GÜN, www.samsunhaber.com, 24.04.2018

Oynat
-9:36
Ek Görsel Ayarları

Büyültmek için tıkla

Sesini Aç

NÂM-I DİĞER KUMANDAN DA BU DÜNYADAN GÖÇTÜ…   Leave a comment

“CUMHURİYET TARİHİMİZ”İN EN EHEMMİYETLİ “GENÇLİK LİDERLERİ”DEN ve “MÜTEFEKKİRLERİ”MİZDEN SALİH İZZET ERDİŞ DE; SALİH MİRZABEYOĞLU DA; NÂM-I DİĞER KUMANDAN DA BU DÜNYA’DAN GÖÇTÜ…

 

 

“Cumhuriyet Tarihimiz”in en ehemmiyetli mütefekkirlerinden Salih İzzet ERDİŞ ile Salih MİRZABEYOĞLU ile nâm-ı diğer KUMANDAN ile kronolojik olarak da aynı zaman diliminde yaşamış olmaktan bahtiyarım…
Kendisini hiç göremedim. “Medine-i İstanbul Senelerim”de, birden fazla “Büyük Doğu”ya gidip de çay içmeye niyetlerim oldu velakin gerçekleştiremedim.
Batı’nın “İZM’Lİ FİKRİYATLARI”na rağmen; Anadolu Coğrafyamızdan neşvü nema bulmuş bir “Ehl-i Sünnet Hareketi” de olan “İslamî Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C) Lideri”ne Allah’tan rahmet niyaz ediyor, “yolu yolu olanlara” da sabr-ı cemil niyaz ediyorum…

Muhtelif sebeplerden; merhum KUMANDAN’ın Fikriyatının mevcudiyetine, çok geç vâkıf oldum…

Türkiye’mizden, Anadolu Coğrafyası’ndan ortaya çıkmış bütün fikriyatlar da, henüz “Büyük Birlik Mefkûresi-Tevhid Şuuru”yeterince olgunlaşamadığından da olsa gerek; “Herkes kendi kuyruğuna basıldığında feveran ediyor…”

“İşkence Türlerini”, bilhassa da “Telegram İşkencesi” ve “Beyin Kontrolü”nü böyle bir “Mirzabeoğlu/Kumandan Hareketi”nden öğrendim. Haftalık “Baran Dergisi”ni uzun süre “iştiyak ile” okudum…
Velâkin merhum MİRZABEYOĞLU’nun “yüzlerce 28 Şubat Mağduru”nu “Yusufıye Medreseleri”nde bırakarak; ‘AK PARTİ TASAVVUTU”ile “çıkarılışını” ve “MİRZABEYOĞLU HAREKETİ”nin ehemmiyetli isimlerinden “HASAN ÖLÇER”lerin “kayyumluğa üşüşmesini”, asla ve kat’a içime sindiremedim…
Mevlâm Rahmet eyleye… (âmin)
Terme, 07.05.2018
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com
Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen

“MİLLİYETÇİLER BAYRAMI” KUTLU OLSUN   Leave a comment

24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI ve MİLLETVEKİLLİĞİ SEÇİMİ TAHLİLİ

“MİLLİYETÇİLER BAYRAMI” KUTLU OLSUN

Neredeyse ömründe “ilk defa” bu derece “pasif”, kimilerince “etkisizleştirilmiş” bir “seçim süreci” yaşadım.
Meşhur “düşünce adamı” Nihat GENÇ üslûbu ile ifâde edersem; “. mına koduğum” “troller, troliçeler, sosyal medya timleri” ve daha bilemediğim “niceleri” sebebiyle; nerdeyse bütün “seçim süreci boyunca”, ‘face’ mi ve “fikir/düşünce üretimimi” ‘yazılı’ olarak sonlandırdım…
Ancak, yine de

daha “üst perde”den ‘vakıâları’ anlamaya ve kavrama gayretimi devam ettirdim.
Her ne kadar “kamuoyu oluşturacak” bir “güç”üm olmasa da; yaşanılan ve “tartışılan” mes’eleler karşısında asla ve kat’a “fikirsiz” ve ” zikirsiz” de olmadım…
Ömrümde otuz seneleri bulan ” Millî Şef CHP Tek Parti İktidarı”nı “kronolojik” olarak da yaşamamış velâkin “kitaplardan, dergilerden” anlamaya ve kavramaya gayret etmişimdir. Hele “kronolojik” olarak yaşadığım “Tek Partili ANAP Dönemi”n de bile böyle “psikolojik işkençeler”, böyle “kişilik suijasti”ni çağrıştıran “baskılar”, “tarassutlar”, “ablukalar”, “etkisizleştirmeler”, “ötekileştirmeler”, “sindirilmişlikler”, “pasifize edilmişlikleri”, bırakın “kronolojik” olarak yaşadığım “16 Senelik Tek Partili AKP Dönemi”ni; meşhur “28 Şubat Süreci”n de bile yaşamamıştım.
Halbu ki o zamanlar da “geçimimi öğretmenlikten sağlayan bir devlet memuru” idim..
“Tarihî bir tesbit”te olan “kronolojik”olarak 16 senedir yaşadığım “ÜÇÜNCÜ ABDÜLHAMİD HAN DÖNEMİ” kadar bir “pespayeliği”, “omurgasızlığı”, “kemiksizliği”, “yalanı ve talanı”; meşhur “düşünce kadını” Alev ALATLI’ca ifâde edersem;” PAÇOZLUĞU (FAHİŞE YUNAN PESPÂYELİĞİ)” ni hiç görmemiştim, öyle bir zaman dilimini hiç yaşamamıştım…
“İslâm Tarihi”nin belki de “en pespaye vakıası” olan “HARRE VAKIÂSI”nı çağrıştırıcı hissetmeler, vesaire…

“MİLLİYETÇİLER’İN EZİLDİĞİ DÖNEM”DEN “MİLLİYETÇİLER BAYRAMI”NA…

Ve böyle yaşanmışlıklar ve hissetmeler “anaforu”nda, “face”mi yeniden açtığım 21 Haziran’da yazdıklarım: “Mefkûreleri büyük, kendileri küçük”( Merhum Osman Zeki Yüksel SERDENGEÇTİ; nâm-ı diğer SERDENGEÇTİ tanımı) siyasî teşkilatlar; 38 sene sonra ilk defa “barajsız seçim” e girip, “”seçim barajı”nı geçtiler.
Demokrat Parti-Saadet Partisi-Büyük Birlik Partisi” ve Milliyetçi Hareket Partisi ve İyi Parti Artık “TBMM”deler…”
Sizler, 24 Haziran 2018 sonrası “Hatice’ye değil neticeye bakın…”
Onca devâsa “orantısız güç” e rağmen “netice” “Milliyetçiler Bayramı” dedirtmiyor mu?
Büyük Birlik Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve İyi Parti; “1+48+43=92 milletvekili”ile “% 23″lük oy potansiyeli ile “12 Eylülcülerin U.S.A. seçim setti”ni aşarak “TBMM”ne girmediler mi?
Her seçimde olduğu üzre bu seçimde de “Milliyetçiler”, Allah (c.c.) aşkına MHP’den, İyi Parti’den başka hangi partiye oy atacaklardı? “BOP’UN PARTİSİ” ne mi oy atacaklardı?
Büyük Birlik Partisi vakıası sebebiyle bile atmadılar be!!!
Daha 23 Haziran’a kadar mezkûr Milliyetçi Siyasî teşkilatlara çok ağır “propaganda taktikleri ile saldıranlar”; çok sevdikler (!) “fikrin de vicdanın da fahişesi”olmuş merhum NFK’ca ifâde edersek; “bir kızarmaz yüz, bir utanmaz yüz sahipleri”, 25 Haziran’da “dinci”, “aşırı uçcu” “AKİT TV”lere çıkarak;”- Türkiye’mizde Milliyetçilik üçüncü büyük güçmüş…” demeye başladılar bile…
Daha 23 Haziran ‘a kadar “Doğu ve Güney-Doğu’da MHP yüzünden AKP, kürtlerden oy kaybedecek!”, diye çok ağır “propaganda taktikleri ile Milliyetçilere saldıranlar”, ne sebeple “Doğu ve Güney-Doğu Anadolu’da AKP’nin yaşadığı oy kayıplarını, MHP’nin oy artışını ve İYİ PARTİ’ye giden oyları da hâlâ anlayabilmiş ve kavrayabilmiş değiller…

Gekecek nesillerin suâlini hiç hatırlamayan

“ÜÇÜNÇÜ ABDÜLHAMİD HAN DÖNEMİ”müdavimleri:”-Sizin 16 senelik dönemizde de hadi diyelim meşhur “sözde gayr-ı resmî tarihin sesi Derin Tarih”çe, “Milî İrade Gaspı” hiç ýaşanmadı mı? Niçin %10’luk Amerikan Seçim Barajını kaldırmadınız, sıfırlamadınız?
Zaten Türkiye’miz bilhassa 10 Ağustos 2014’den beri Gramm FULLER’in “Yeni Türkiye”sini,”pardon” “BAŞKANLIK SİSTEMİ”ni veya “CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET ETME SİSTEMİ”ni yaşamıyor muydu?
Bakınız, 24 Haziran sonrası ortaya çıkan güya “rejim değişikliği yapısı”, “kitaplara bile sığmayan “kertede adetâ “UCÛBE SİSTEMİ” çağrıştır mıyor mu?
2014’den 2018’e Cumhurbaşkanĺığı oyunda %7 azalış ve “salt çoğunluğu”sağlayamamış “AKP VAKIÂSI…”
Ve “topal ördeğe” dönenler…

Hele her “Kürdü”, her “HDP”liyi “bölücü, PKK’cı” görenler: Bu seçimde de mi “seçmenlerin başlarına keleşler dayandı da öyle mi oy alındı?

Hiç “tahmin” bile edemediğiniz kertede “Medine-i İstanbul”da ve ” Bölge”de , “Amerikan Seçim Barajı”aşıldı ve onlarca “HDP’li Miletvekili” de “grup kuracak şekilde” ” TBMM”ye girdiler!!!
Bu “emperyalistler”(!) falan ha!?
“Ekrad’ı, Kürdleri” hâlâ tanıyamamış, anlayamamış ve kavrayamamış gürûhlar!!!
Sizler “Ekrad’ı, Kürdleri” ne sanıyorsunuz Allah (c.c.) aşkına!?
Ulan “Ekrad’ın Âlimleri”, Kürd Âlimler” olmasaydı,”Osmanlı” bile “Osmanlı olamazdı” be!!!

“GÜLE GÜLE AKP’Lİ BELEDİYELER…”

Önümüzde yaşayacağımız ” Mahallî İdareler Seçim Süreci” de , 25 Haziran 2018 tarihi itibari ile de başladı.
Türkiye’mizin her tarafındaki ve kısaca ” Bölge”deki ” Ampullü Belediyelere”, ‘Pardon’ “AKP’li Belediyelere” şimdiden “GÜLE GÜLE AKP’Lİ BELEDİYELER” demek te elzem artık…

Eninde-geçinde “ÜÇÜNÇÜ ABDÜLHAMİD HAN DÖNEMİ” de bitecek!!!

Bâri bu sefer de sekizyüzbin kilometrekarelik “Türkiye Toprağı”nı kaybetmesek!!!
Vesselam…
Terme, 25/06/2018
İsmet GÜLTEKİN
metgultekin@hotmail.com.tr
Araştırmacı-Yazar ve Öğretmen