Archive for Ekim 2012

BU NE BİÇİM “EHL-İ BEYT MUHABBETİ” ile DOPDOLU OLMAK?!   Leave a comment

BU NE BİÇİM “EHL-İ BEYT MUHABBETİ”
ile DOPDOLU OLMAK?!
(Yeni MESAJ-İCMAL GENÇLİĞİ-HAYDAR BAŞ HAREKETİ’NE ELEŞTİRİ)
Doğrusu “Yeni MESAJ-İcmal Gençliği-Haydar BAŞ Hareketi” hakkında “detaylı”, “ayrıntılı” bilgilere sahip değilim..Çok iyi hatırlıyorum ki, zaman zaman “Millî Ekonomi Modeli” isimli kitabını, bazı “yazılı basın organları”nda okur; “Acaba nasıl bir eser?”, diye “merak”lanırdım!
Doğrusu, dört ay öncesine kadar, Prof. Dr. Haydar BAŞ’ın “Ehl-i Beyt Külliyatı” olduğunu da bilmiyordum…
Ancak, diyebilirim ki, Haziran 2012’den itibaren yazılı basın organı olan “Yeni MESAJ Gazetesi”ni “sıkı sıkıya” takip etmekteyim..Karınca kararınca da, yakın meslektaşlarıma ve “doğduğum memleket”te de “meccanen” tanıttırmaya da gayret ettim..”Meltem Tv”yi ise muhtelif sebeplerden, çok seyrek izleyebildiğimi de ifade edeyim…
1) Hem ‘Türk’üm’, hem ‘Müslümanım’ ve hem de ‘Muasırım’, diyorlar..Bazı “sözde”, “güya” ‘İslâmî’ olan ‘Cemaatler’ gibi, ıkınmadan-sıkınmadan rahatlıkla “Türk Milleti”, “Müslüman Türk Milleti”, hattâ “Allah’ın Bozkurtları”, “Ülküdaşım”,diyebiliyorlar, yazabiliyorlar..
Ne yalan söyleyeyim; “Milliyetçi-Ülkücü-Alperen Geleneği”nden gelen biri olarak; onca “Bozkurtlar” üzerine yazı, makale, araştırma ve kitap okumama rağmen; ‘ilk defa’ “Bozkurtların, semaya, gökyüzüne kafalarını kaldırarak, ‘Huuuuuu….Huuuuu’ diye yani “Allah(c.c.)…Allah(c.c.)..”, “Allah’ı zikrettiklerini, ‘Yeni MESAJ Gazetesi’ndeki bir yazıdan öğrendim!!!
“İslamcılar”a, “İmam-Hatip Nesli”ne, ‘sözde’, ‘güya’ ‘İslamî’ ‘Cemaatler’e ıkınmadan-sıkınmadan ‘eleştiri’ getiribilen bir ‘yapı’, bir “Haydar BAŞ Hareketi….”
2) “M. Kemal” mes’elesinde; ‘ATATÜRK’e adetâ ‘toz bile’ kondurtmuyorlar!!!”1923 Sonrası” olup-bitenleri, “Devrim Yılları”nı, “İhtilal Hukuku” yıllarını, hiç mi hiç eleştirmiyorlar, e-leş-ti-re-mi-yor-lar…
3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin “kuruluş belgesi” olan “Lozan Barış Antlaşması”nı, asla ve kat’a “Lozan Hezimettir” diye de-ğer-len-dir-mi-yor-lar…Adetâ “Lozan Zaferdir”, demeye getiriyorlar…
4) “12 Eylül 1980 Amerikan Darbesi Sonrası” oluşan bir ‘yapı’, bir ‘hareket’ olmasına rağmen; Türkiye’mizdeki “sözde”, “güya” ‘İslamî”, “sözde”, “güya” “Nurcu Cemaatler” gibi iddiası, “model”i, “proje”si, “doktrin”i olan-Bediüzzaman Modeli-; “fikir-düşünce-siyaset”te “Millî Ekonomi Modeli” gibi “model”i, “proje”si, “doktrin”i olan bir “Haydar BAŞ Hareketi…”
5) “Ehl-i Beyt Külliyatı” ile zaman zaman Türkiye’mizin bazı şehirlerinde tertipledikleri “Ehl-i Beyt” mevzulu “toplantılar”la; adetâ “Türkiye’de Ehl-i Beyt’i en iyi biz anlarız!”, demeye de getiren; “Ehl-i Beyt Muhabbeti ile dopdolu oldukları”nı “iddia” eden bir “İcmal Gençliği…”
6) Daha da ehemmiyetlisi, 12 Haziran 2012 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde, “sözde”, “güya” “Demokrat Nurcular”la, “Demokrat Parti”lilerle “seçim ittifakı” yaparak “seçimlere girmiş” olan “Bağımsız Türkiye Partisi” isimli “siyasî teşkilatları” ile de “sıkı bir AKP Muhalefeti” de yapıyorlar. Nasıl oluşturdukları “bence pek bilinmeyen” “Medya Grubu” ile de adetâ günümüzde “sözde”, “güya” “İslamî” bir “muhalefet”in kalmadığı şartlarda, “dobra dobra” “AKP’ye Muhalefet” te yapıyorlar!!!
7) Aynı zamanda, sıkı bir şekilde Türkiye’mizdeki mevcut, ‘reel’, artık “sosyolojik bir vakıa” da olan, kitaplar da yazılmaya başlanılan “Cemaatçi Zihniyetler”e ve elbette “Pensilvanya İmamı”nın, “Dadaş Hocaefendi”nin “baş”ını çektiğini “Gülen Hareketi-Cemaat-Hizmet” e de “muhalefet” ediyorlar!!!

“SURİYE MES’ELESİ”NE BAKIŞLARI, “BU NE BİÇİM ‘EHL-İ BEYT MUHABBETİ’ ile DOPDOLU OLMAK” DEDİRTİYOR!!!
Türkiye’miz reel şartlarında, küçük bir “bakkal dükkanı” ‘yapı”sı teşekkül ettirilirken bile nice meşakkatler, nice çileler çekiliyorsa; elbette ki, “12 Eylül’lerde”, “Milliyetçisi ile Devrimcisi ile Akıncısı ile “ bir dönemin gençliği zindanlara tıkılmışken”; böyle bir “İcmal Gençliği”, böyle bir “Yeni MESAJ” ve “Haydar BAŞ Hareketi” teşkil edebilmek de kolay olmasa gerek!!!
“Arap Baharı= BOP= Müslümanların Kışı” ‘değerlendirmeleri”ne sahip; neredeyse bir yılı bulacak olan “Suriye Mes’elesi”ne ait ‘Yeni MESAJ Gazetesi”ndeki “köşe yazıları”nı “sıkı sıkıya takip eden” bir sade “okur” olarak; “Alperenelerin Günümüzdeki Başkanı”nının “Kaatil Esad!!! Kaatil Esad!!!” cümlelerini okumasaydım; “irkilemeyecek”, “titreyip kendime dönemeyecektim!!!”, diyebilirim…
Kendimi sade bir “okur” olarak, ancak “yeni fikirler”, yeni bakışlar” öğrenme iştiyakı ile dolu bir “okur” olarak; o kadar kaptırmışım ki; zihnimde sualler de oluşmaya başlamıştı:”Allah Allah, ben mi yanlış anlıyorum yoksa? ‘İcmal Gençliği’, “Haydar BAŞ Hareketi”, “kaatil Beşar ESAD’ın safında” mıydı? “Baas Hareketi” dediğimiz, “Arap Alevîleri” yani “Nusayriler” dediğimiz, “Sosyalist Nusayri Zihniyetli” Beşar ESAD’ın safında, “rağmenlere rağmen” nasıl olunabiliniyordu ki?!
Nihayet, aslında “Yeni MESAJ-İcmal Gençliği-Haydar BAŞ Hareketi”nin “Suriye Mes’elesi”ne “bakışları”nı ‘doğru” algılamıştım: Nitekim, 15.Ekim 2012 tarihli “Yeni MESAJ Gazetesi”ndeki “başyazısı”nda bakınız “Haydar Baş Hocaefendi” ne yazdı:” Özgür Suriye Ordusu olarak kendilerini ifade eden muhaliflere dünyadan tam destek gelirken, biz Suriye işgalinin başından beri Esad hükümetinin yanında yazılar kaleme alıyoruz.
Esad’a verdiğimiz desteğin iki sebebi var.
Birincisi, bu liderin başkanlığındaki hükümetin meşruluğu. Yani halk tarafından halen desteklenmesi.
İkincisi ve bizce daha önemlisi, Esad’ı koltuğundan indirmeye çalışan batının Müslüman dünyaya karşı değişmeyen zihniyeti.
Suriye’de yaşananlar batının işgal ve sömürü planının bir parçası ve bugün ona yapılan muamelenin yarın senin başına gelmeyeceğinin hiçbir garantisi yok.”(1)

SON SÖZ:
Bilgisayarımdaki “fikri takip” yaptığım “klasör”üme “Esad’a Asıl Bakış” diye isimlendirmiştim. 15 Ekim 2012’den sonra ise “Esad’a Farklı Bakış” diye isimlendirdim…
Hâlen Samsun’da “Öğretim Üyesi” olarak da çalışan Av. Ali TÜRKMEN’in Samsun’daki yazıhanesine, bilinen bir “Edebiyatçı” ile uğradığımda, tıpkı şimdilerde nasıl “BAHÇELİ MİT’in Elemanıdır”, diye “tartışılıyor”; yanlış hatırlamıyorsam, Av. Ali TÜRKMEN de, “BAŞ MİT’in Elemanıdır” diyordu!!!
Böyle bir “Haydar BAŞ Hareketi”nin, böyle bir “yapı”nın “Suriye Mes’elesi”ne Bakışta”, “Kaatil Beşar ESAD’ın safında” olduklarını, hem de en üst mercii’den “deklare” edilmiş olmasını,sahip olduğum “fikir-düşünce anlayışım”a asla ve kat’a ‘yakıştıramıyorum’, ‘bağdaştıramıyorum’, meşhur cümle ile “i-çi-me sin-di-re-mi-yo-rum…”
Maateessüf, bu “son vakıa”, bana şu ehemmiyetli “tesbit”i yaptırdı: Türkiye’mizdeki “sözde” İslamî”, “güya” ‘Millî’ hiçbir “cemaatin ipi ile kuyuya inilmez…”
18.Ekim.2012
İsmet GÜLTEKİN
İsmet_gultekin@mynet.com
Dip Not.:
(1): Prof.Dr. Haydar BAŞ, Top Mermisi-Tezkere-Savaş, 15.Ekim.2012, Yeni MESAJ Gazetesi

Posted 18 Ekim 2012 by metgultekin in Genel

Tagged with , ,

UNUTULAN “İSLAMCILIK TARTIŞMALARI”NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ   Leave a comment

Görsel

UNUTULAN “İSLAMCILIK TARTIŞMALARI”NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Türkiye’miz “fikirler-düşünceler camiâsı” da denilen, “efkâr-ı umumiye”, “yeni nesil”ce “kamuoyu”, neredeyse iki aya yaklaşan “İslamcılık Tartışmaları”na sahne oldu..

‘Kürevî Nizam’ sahiplerinin ‘milenyum taktiği’ de olan ‘tartıştırmak’,bazı bakımlardan da “fikir-düşünce akımları”na aşinâ olanlarca da ‘faydalı’ olmaktadır.. Yapılan “İslamcılık Tartışmaları”nda, ‘cay-ı dikkat’ diyebileceğimiz iki ehemmiyetli husus ‘görünür’ oldu, diyebiliriz: Birincisi, Türkiye’mizdeki “İslamcılık Düşünce Akımı”nın ‘kurucuları’nın, ‘fikir-düşünce babaları’nın ‘kökünün dışarda’, ‘Anadolu Coğrafyası’ dışında olduğudur. İkincisi ise Türkiye’mizdeki mevcut “İslamcılık Düşünce Akımı”nın da, tıpkı kabaca “Sol” diyebileceğimiz “Düşünce Akımı” gibi “Enternasyonel”, “Milletlerarası” olmasıdır..

“Cay-i dikkat” olan bu iki ehemmiyetli husus, elbetteki Türkiye’mizdeki “İslamcılık Düşünce Akımı”nın da “en yumuşak karnını” teşkil etmektedir. Kaldı ki, bu iki ehemmiyetli husus ise hem “İslamcılık Düşünce Akımı”na çokça aşina; hem de Türkiye’mizdeki “İslamcılık Düşünce Akımı” hususunda “otorite” diyebileceğimiz “fikir-düşünce adamları”mızın da bizzat yapılan “İslamcılık Tartışmaları”nda serdettiği ‘görüşleri’dir de..

Bu “fikir-düşünce adamlarımız”dan biri Mehmed Şevket EYGİ Hoca; diğeri de Prof. Mustafa KARA’dır.

Maateessüf ki, EYGİ Hoca’mız da dahil, çoğu “İslamcı” diyebileceğimiz “fikir-düşünce adamlarımız”ın “milenyum çağı”nda bile hâlâ “Türk Milliyetçiliği Düşünce Akımının Ortaya Çıkışını”, ‘Anadolu Coğrafyası” dışında, ‘kökü dışarda’ olarak ‘lanse’ etmelerine rağmen; gördük ki, ‘İslamcılık Tartışmaları’nda, hemen hemen sadece EYGİ Hoca’mızın hatırlattığı, Türkiye’mizdeki “İslamcılık Düşünce Akımının Kurucuları”nın, Cemaleddin EFGANÎ gibi ‘kökü dışarda’ olduğu tesbitidir.(1)

Hâlâ ‘Moiz KOHEN’ler üzerinden Türkiye’mizdeki “Türk Milliyetçiliği Düşünce Akımının Kurucularının” ‘Türk bile değil’, “Yahudi” oldukları iddialarına, bu naçiz kalem, iki bölümlük bir yazımızda cevaplandırmıştık.(2)

Merhum Mehmed Ziya GÖKALP’i asla ve kat’a ‘kabul’ edemeyen ‘bilumum İslamcı ve cemaatçi zihniyetlere’ rağmen; geçenlerde “Türkiye Kamu-Sen” neşriyatı bir eserde,GÖKALP’in şu şahane cümlesini hangi birileri söyleyebilirlerdi: “Türkleri sevmeyen Kürtler, Kürt değildir; Kürtleri sevmeyen Türkler de Türk değildir.”Nedir pekâlâ? ,dediğimizde, EYGİ Hoca’mızın da yazılarında çok sıkça tekrar ettiği üzere, ya “Ermenliğini gizleyen Kürtler”, ya da “Ermeniliğini gizleyen” ‘Pakraduni’ de denilen ‘Kripto Ermeniler”dir elbette…

“İSLAMCILIK DÜŞÜNCE AKIMI”DA ‘ENTERNASYONEL’

“12 Eylül Zindanları”nda, “Mamak Zindanları”nda, “en ağır şartlarda”, ekseriyetiyle “Ben İslamcıyım” demeyen “Milliyetçi-Ülkücü Yusufiyeliler”, maatteessüf ki; “zindanlar çıkışı sonrasında”, tıpkı ‘KAVUNCU’lar gibi, adetâ “Ülkücülükten İhtida Edercesine”, “Ben de İslamcıyım” demeye başlamışlardır..Bunda da esas pay,temel faktör, elbetteki “maddî güçlenme vetiresi”nin şahikasını yaşayan “İslamcı Kadrolar”ın “saltanat gücü”nün müessiriyetidir..

Hattâ “fikirler-düşücüler terminoloji” açısından bile çok yanlış olan; “Ben hem Müslümanım, hem de İslamcıyım” diyen “Millî Gazete Köşe yazarları” da, yaşanılan “İslamcılık Tartışmaları”nda görülmüştür…

Hattâ Türkiye’mizdeki “İslamcılık Düşünce Akımı”nı ‘en iyi bile’ Prof. KARA’lar bile neticede,”Ben hâlâ İslamcıyım” diyebilmektedir.(3) Halbuki, Prof. Mustafa KARA’nın da vurguladığı üzre, tıpkı kabaca Türkiye’mizdeki “Sol Düşünce Akımı” gibi, “İslamcı Düşünce Akımı” da ‘Enternasyonel’dir, ‘Milletlerarası’dır..Nasıl ki, “Sosyalist Enternasyonel” vakıası mevcut ise “İslamcı Enternasyonel” vakıası da mevcuttur. “Türk Milliyetçiliği Fikir-Düşünce Akımı” açısından, “Milliyetçi Enternasyonel”den bahsedebilmek, “saçmalığın” daniskasıdır elbette!!!

SON SÖZ:

“Liberalliğe”, “Kürevî Maddeci/Kapitalist Sistem”e “entegre olması” ile “eklemlenmesi” ile de bir “vakıa” olan Türkiye’mizdeki “İslamcılık Düşünce Akımı”nın mümessillerinin, ‘kadroları’nın, ekseriyeti itibari ile de “her türlü Emperyalizm”e, bilhassa da “malum sömürgeci zihniyete” râm olduğudur…

Günümüzde “Arap Baharı= BOP Baharı” olması hakikatine rağmen; “Türkiye-Suriye Birleşmesi”nden dem vuran “hezeyan sahibi” ‘İslamcılar” da mevcut artık!!!

14.Ekim.2012

İsmet GÜLTEKİN

İsmet_gultekin@mynet.com

Dip Notlar:

(1): Mehmed Şevket EYGİ,İslam Yeter, İslamcılık Kalsın, Millî Gazete, Sahife Sütunu, 11.Ağustos 2012

(2): İsmet GÜLTEKİN, Sahiden de ‘Yahudi’ Moiz KOHEN TEKİNALP’in İç Yüzü 1 ve 2, 2Eylül 2011 ve 16 Ekim 2011, tr.netlog.com/mfkradmlr/blog&page=8

(3): Prof. Mustafa KARA, Her Müslüman İslamcıdır İfadesi Biraz Teşvik Kokuyor, Fadime ÖZKAN ile röportajı, Star Gazetesi,13.Ağustos 2012

Posted 15 Ekim 2012 by metgultekin in Genel

İŞTE ‘KÜRTÇE GERÇEĞİ’-EMPERYAL YAYGARALAR ve SADECE 21 BİN TALEP!!!   Leave a comment

 

Görsel

Görsel

Görsel

 

EMPERYAL YAYGARALAR ve SADECE 21 BİN TALEP:

İŞTE ‘KÜRTÇE GERÇEĞİ’!!!

 

Son bir yılda, “Kürtçe” üzerine bir hayli “fiş tutmalar”, “fişlemeler” yaptım.Aha bugün yazarım, aha yarın yazarım derken; bugüne geldik..

Bu “Yaz Tatili”nde, “Kürtçe” üzerine üç mühim “yazı” okudum. Bilhassa bu üç mühim “yazı”, “ufkumu” daha da genişletti. Türkiye’de ekseriyetin “küçümsediği”, “İcmal Gençliği”, “Yeni MESAJ” topluluğu, “Prof. Haydar BAŞ Hocaefendi Gençliğinin Yayın Organı” olan günlük “Yeni MESAJ Gazetesi”ndeki, Prof. Nurullah ÇETİN imzalı iki mühim ‘yazı’(*):” İki Dil Dayatmasına Teslimiyet”;”Eğitim Dili Mes’elesi ve 2. Abdülhamid” ve “Teslis’in Dil Üzerindeki Etnik Siyaseti.”

Bu üç mühim yazı, Türkiye’deki “milletsiz Müslümancı”lara, “Türk’süz İslâmcılar” a; her rengi ile “emperyal yaygaralar”ın tesinde kalan bilumum “cemaatçi zihniyetlere” de “tokat gibi cevapları” da ihtiva ediyor. Hem de ne ‘tokat?!” “Dallama” denilen Osmanlı Türk Cengâverlerinin İngiliz-Fransız-Rus, bilumum ‘gavurlar’a attığı “boyun kırıcı”, “ölüdürücü”, “Osmanlı Tokadı…”

Bu üç mühim “yazı”yı, “haşiye”den faydalanarak “orijinal metinleri”ni de bizzat okumanızı tavsiye ederim..

Biz “Ulu Hakan Sultan 2. Abdülmaid Han” deriz, deyip de, günümüzdeki “zihniyetleri”nin “uygulamaları” ile adeta “Çağdaş Jön-Türkler”in mümessiliğini yapanlar!!! Hattâ öyle ki, daha “düzen” ile “nizam” arasındaki “farkı” bilemeyecek kertedeki “Prof.KARAMAN”larca dile getirilen; “Artık, ‘düzen’den İslâmî Düzen’e geçmenin yollarını bulmalıyız!” ‘saçmalıkları”na sürüklenen bilumum “zihniyet” mensupları!!!

“Biz rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK’in talebeleriyiz” deyip de; rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK gibi “Türk’üm” diyemeyenler; “Allah(c.c.) Bozkurtları”nı “küçümseyenler” ve “Batılılaşma İhaneti” deyip de, günümüzde bizzat, bilfiil “Batılılaşma İhaneti”ne ‘gö-mü-len-ler!!!”

İşte günümğüzdeki “Kürtçe Gerçeği” ki; onca “iletişim” ve “basın-yayın organları” vasıtasıyla yıllardır koparttıkları” emperyal yaygaralar” neticesi; 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı’nda, hem de 4. ‘seçmeli ders’ sıralaması ile hem de sadece 21 bin öğrenci talebi başlayan ‘Eğitim’deki Kürtçe Uygulamaları…”

Sözde “Kürtçe bilen Öğretmenler yetiştireceğiz!” diyen “Mardin-Artuklu Üniversitesi”nin artık vazgeçmesi!!! Koparılan “Emperyal yaygaralar” ile adetâ “Bölge Üniversiteleri=Kandil’in Üniversiteleri”ne dönüştüren “Türklük Düşmanı”, “Emperyal Uşak Zihniyetliler!!!”

“Medreselerimizde de bir zamanlar Kürtçe tedrisat yapılırdı” deyip de, “Kürtçe, Kürtçe deyince çoşan”, “emperyal zihniyetlerin uşağı” cemaatçi zihniyetler!!!

Lütfen, bu üç mühim ‘yazı’yı okuyun da; aklınızı başınıza alın!!!

Amerika’daki ikinci en fazla konuşan ‘dil’, ‘lisan’ ‘İspanyolca’ iken neden “Tek Dil”li olmayı istiyorlar, öğrenin!!!

Ve onca kopartılan “Emperyal yaygaralar”a rağmen; ancak 4. Sırada sadece 21 bin öğrencinin talep ettiği “seçmeli ders “vakıasına rağmen; hâlâ “Kürtçe! Kürtçe!” diyen “AKP Kurmaylarına” ne demeli?!

Ben iddia ediyorum ki; yıllardır böyle “emperyal yaygaralar” kopartılmasa idi kimbilir belki de, sadece 21(yirmibir) öğrenci “Kürtçe”yi “seçmeli ders” olarak kabul edecekti!!

Israrla “Kürtçe! Kürtçe!” diyen “AKP Hükmeden Zihniyeti”nin mevcudiyeti de çokça düşündürücü!!!

Son Söz:

Hâlâ “Kürtçe! Kürtçe!” demeye devam edenler, sahiden de “Türk Millet Bütünlüğü”nü parçalamaya çalışıyorlar!!!

Ve “Dünya TV”,”TRT-Şeş”, sosyolojik olarak da yayınlarını ne zaman sonlandıracak acaba?!

06.Ekim.2012

İsmet GÜLTEKİN

İsmet_gultekin@mynet.com

Haşiye/Dip Notlar:

(1): Prof. Nurullah ÇETİN, Eğitim Dili Mes’elesi ve 2. Abdülhamid,Yeni MESAJ Gazetesi,24 Haziran.2012

(2): Prof. Nurullah ÇETİN, Teslis’in Dil Üzerindeki Etnik Siyaseti,Yeni MESAJ Gazetesi,18.Temmuz.2012

(3): Prof. Nurullah ÇETİN, İki Dil Dayatmasına Teslimiyet, Yeni MESAJ Gazetesi, 25 Ağustos 2012

Posted 06 Ekim 2012 by metgultekin in Genel

TERME TARİHİNDE BİR İLK: NEREDEYSE TERME ŞEHİR HALKININ TAMAMI ‘SALGIN’A YAKALANDI!!!   Leave a comment

Görsel

 

TERME TARİHİNDE BİR İLK:

NEREDEYSE ŞEHİR HALKININ TAMAMI ‘SALGIN’A YAKALANDI!!!

 

Son haftalarda, birçok vakıalarla tabiri caizse haşır-neşir haldeyim..Daha geçen Cumartesi gittiğim Şanlıurfa Akçakale ilçesindeki intibalarımı “Şanlıurfa Akçakale’de Neler Oluyor? Gittim-Gördüm-Yazdım” başlığı ile kaleme almıştım. Daha altı gün geçmemişti ki, “Akçakale’de 5 Şehid”ile  hem de Büyük Birlik Partisi (Eski) İlçe Başkanlarından Mehmet TİMUÇİN Bey’in akrabalarının şehadeti ileAkçakale bir anda“Türkiye ve Dünya Efkâr-ı Umumiyesi”ne maloldu. İntibalarımı kaleme aldığım bahse konu yazımda da vurgulamaya çalıştığım üzre, neredeyse Türkiye’deki bütün “siyasîler”, heyetler hâlinde Akçakale’ye seferber oldular..

Ancak, çok geç kalan ziyaretlerdi bunlar..Bu ziyaretleri, Akçakale’de “BOP TOP SESLERİ” işitilir işitilmez yapmaları elzem idi. Üstelik, bazı sözüm ona “Milliyetçi Siyasî Teşekküller”in adeta “AKP Zihniyeti’nin BOP Savaşı”nı ve elbetteki bütün “Dış politikasını” onaylarcasına “Suriye Tezkeresine Evet” demelerinin akabinden…

Bence, nasıl ki, bazı “Milliyetçi ve İslâmî hassasiyetleri” çok yüksek “Millî Görüş/Erbakan Hareketi” ile rahmetli Şehid Ülkücü Lider “Yazıcıoğlu Hareketi”nin, 12 Eylül 2010  Referandumunda “Yetmez ama Evet!” demeleri kadar çok yanlış bir “Suriye tezkeresine” de “evet” demiş olmak!!!

Geçen akşam ATV’nin Haberlerinde de Sevgili-Biricik Başbakanımız izlerken-dinlerken; cânı yürekten “Türkiye ile Suriye Savaşı”na ‘taraftar’ olduğunu anladım..Eee, ne de olsa, “Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanlığı” gibi bir “mükellefiyeti” de var!!!

YA MEVCUT “CEMAAT(Çİ) ZİHNİYETLER

Asıl yazımın mevzuuna geçmeden; son haftalarda bizzat yaşadığım ikinci vakıam ise; daima müspet-olumlu bakışlara sahip olduğum Türkiye’deki Cemaatlerden; son zamanlarda “İslamcılık Tartışmaları” ile öve öve bitiremeyen TÜRKÖNE’lere rağmen; “acı hakikatler” bâbından; ‘psikolojik baskılara’ maruz kalmam; sahip olduğum “şartlar”dan “atılarak” adeta sözde “zarara uğratılmam!”

Öğretmen olarak, iki buçuk aylık “Yaz Tatili”nde, cemaatin yayın organına sahip çıkmayışım, dershanelerine gitmeyişimin de “Benim talebem!” diye sürekli övünerek kendine pay çıkartan “Bir Nurcu Ağbi”nin “sıkıştırması” ve adeta “cemaatçi gençler”den olmaya zorlaması ve benim de yeniden başımın çaresine bakışım!!!

Türkiye’deki Cemaat(çi) Zihniyetin bir “uygulaması” olarak yaşadığım bu “son olaylar”larda hafızama nakşedildi..

Asla “Türk’üm” diyemeyen; rahmetli Bediüzzaman gibi “Türk Gardaşlarım!” diyemeyen; “Milliyetçilik=Irkçılık” diyen ve “Mektubat”taki “Milliyetçilik” bahsini bile “kendilerine göre yontan”, “Müspet Milliyetçilik”i asla ve kat’a dillerine alamayan ve son yıllarda mevcut “AKP Zihniyeti”ne de uygulamada eklenlenmiş olan; “Kürtçe” derken çoşan TÜRKÖNE’nin “Risale-i Nur Hareketi” zihniyetinin uygulaması…

Ne diyelim, Rabb’ül-âlemin Mümtaz’er TÜRKÖNE’lere “başıma gelenin benzerlerini” nasip   etsin.(Âmin)

VE TERME TARİHİ’NDE BİR İLK

Bir “Termeli” olarak da, adeta hâlen “gönüllü sürgünlük yaşadığım Şanlıurfa”da iken de, “doğduğum memlekette neler oluyor?” diye de meraklanıyorum..”Liberal Zihniyetler”ce, “memleket mes’elelerine” ilgi duymak bile “meraklanıyorlar!” ‘sığlığı” ile “küçümsenme edâları” ile karşılanıyor..

Meraklanılmayacak kadar da değil ki!

“Terme Şehir Halkı”ndan 4 bini bulan insanımız, “Terme tarihinde bir ilk” olarak, “salgın”a yakalanmış; hastahaneler tıklım tıklım olmuş; “sosyal bir mes’ele” meydana gelmiş; benim gibi olan Öğretmenler, nasıl bigâne kalsınlar ki?! Üstelik, benim veletlerimden biri de çok hafif seviyede de olsa “salgın”a da tutulmuşken!!!

Günümüz “teknolojik imkânları” ile “doğduğum memleket olan Terme’deki salgın vakıasını” yakinen takip etmekteyim..Bu mes’elede “Samsun Mahallî Basını”nın hemen hemen tamamının vakıaya hassasiyeti de takdire şayandır…

24 Eylül 2012’de ortaya çıkan “Terme’de Salgın”ın “gerçek sebebi”ni, ne AKP Hükûmeti’nin ‘Dadaş’ Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ izah etti; ne de “En-Kara”, pardon “Ankara”daki sair zât-ı muhteremler, 06 Ekim 2012 tarihi itibari ile de bir “izah” yaptılar!!!

Terme’den Şanlıurfa’a Öğretmenlik vazifem için ayrıldığım 16 Eylül 2012 tarihinde, “Soğancılar Tesisleri”nde akşam namazımı ikâme ettiğimde, demiştim ki; “Bu Terme, ne kadar da maddî zenginlerden oluşan bir memleket böyle?! Belki şehir merkezinde yaşayanlar da farkında değil. Dışarıdan daha iyi gözüküyor..Bak şu “oligark yapı”ya, demiştim..

Sahiden de “doğduğum memleket olan Terme”, her ‘zihniyet’ten oluşan “maddî zenginlerin de memleketi…”

Samsun Mahallî basınında, “Terme’de Salgın” ile çok az da olsa ehemmiyetli “köşeyazıları” yazıldı..Bazı ‘Sivil Toplum Teşkilatları” da bir hayli makul fikirler ortaya koydular..

Ancak, Türkiye genelinde olduğu üzre, “Terme’ye de hükmeden” “oligark yapı zihniyeti”, adetâ kendini “hâtâ yapmaz, yanlış yapmaz, kusur işlemez,bir ‘ilâh’, bir ‘tanrı’ gibi” görmeleri sebebiyle olsa gerek; “Terme Halkı” ile , “hakikî sebep”i paylaşamıyorlar..

Mes’eleyi çokça şahsileştireceğim amma, “doğduğum memleket Terme”de, bana “iki yıl kadrolu öğretmenlik yapabilirsin!” peşin hükmünü yüzüme söyleyip de, “yoktan sebeplerle” beni nefyedenelerin, sürgün edenlerin, hâlâ da  ‘gönüllü’ de olsa “sürgün hayatım”ın devam etmesine sebep olan “oligark yapı zihniyeti”nin “gerçek sebebi”ni de anlayabilmiş değilim açıkçası…

Bir “sınıf öğretmeni” olarak, “verimli” “yerel/mahallî eserlerle”, “doğduğum memleket Terme’yi” de tanıtırken hem de!!!

Şimdilerde ise daha “Terme BİLGİ Gazetesi”nde de bile “yazılarımın yayınlanmasına izin vermiyorlar” be!!!

Ben, ne yapmıştım? “Terme Halkı”na çokça “zarar” mı vermiştim!!! Günümüzdeki gibi neredeyse “Terme Şehir Halkının tamamının salgına yakalanmasına da sebep mi olmuştum?!”

Görüyorum, anlıyorum ki; “zenginler sınıfı=oligark yapılar”, “sermaye sınıfı= oligarşi”; hem Türkiye genelinde olduğu üzre, hem de “doğduğum memleket olan Terme ilçesi”nde de “hiç hâtâlar yapmazmış, hiç yanlışlıklar yapmazmış, hiç kusurları olmazmış ve hiç de cezalandırılamazlarmış!!!”

“Allah(c.c.) ve Rasulullâh (s.a.v.) gelsin haklarından…(ÂMİN)

27 yıllık ‘Tek Başına CHP İktidarı” ile belki de bir 27 yıl sürecek ‘Tek Başına AKP iktidarı” arasında ne kadar da çok benzerlikler var!!!

Hâlâ “Gücü, kuvveti olan haklı” be!!!

“Haksız” da olsalar!!!

06.10.2012

İsmet GÜLTEKİN

İsmet_gultekin@mynet.com.tr

Posted 06 Ekim 2012 by metgultekin in Genel

TERME TARİHİNDE BİR İLK: NEREDEYSE TERME ŞEHİR HALKININ TAMAMI ‘SALGIN’A YAKALANDI!!!   Leave a comment

TERME TARİHİNDE BİR İLK:

NEREDEYSE ŞEHİR HALKININ TAMAMI ‘SALGIN’A YAKALANDI!!!

Son haftalarda, birçok vakıalarla tabiri caizse haşır-neşir haldeyim..Daha geçen Cumartesi gittiğim Şanlıurfa Akçakale ilçesindeki intibalarımı “Şanlıurfa Akçakale’de Neler Oluyor? Gittim-Gördüm-Yazdım” başlığı ile kaleme almıştım. Daha altı gün geçmemişti ki, “Akçakale’de 5 Şehid”ile  hem de Büyük Birlik Partisi (Eski) İlçe Başkanlarından Mehmet TİMUÇİN Bey’in akrabalarının şehadeti ileAkçakale bir anda“Türkiye ve Dünya Efkâr-ı Umumiyesi”ne maloldu. İntibalarımı kaleme aldığım bahse konu yazımda da vurgulamaya çalıştığım üzre, neredeyse Türkiye’deki bütün “siyasîler”, heyetler hâlinde Akçakale’ye seferber oldular..

Ancak, çok geç kalan ziyaretlerdi bunlar..Bu ziyaretleri, Akçakale’de “BOP TOP SESLERİ” işitilir işitilmez yapmaları elzem idi. Üstelik, bazı sözüm ona “Milliyetçi Siyasî Teşekküller”in adeta “AKP Zihniyeti’nin BOP Savaşı”nı ve elbetteki bütün “Dış politikasını” onaylarcasına “Suriye Tezkeresine Evet” demelerinin akabinden…

Bence, nasıl ki, bazı “Milliyetçi ve İslâmî hassasiyetleri” çok yüksek “Millî Görüş/Erbakan Hareketi” ile rahmetli Şehid Ülkücü Lider “Yazıcıoğlu Hareketi”nin, 12 Eylül 2010  Referandumunda “Yetmez ama Evet!” demeleri kadar çok yanlış bir “Suriye tezkeresine” de “evet” demiş olmak!!!

Geçen akşam ATV’nin Haberlerinde de Sevgili-Biricik Başbakanımız izlerken-dinlerken; cânı yürekten “Türkiye ile Suriye Savaşı”na ‘taraftar’ olduğunu anladım..Eee, ne de olsa, “Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanlığı” gibi bir “mükellefiyeti” de var!!!

YA MEVCUT “CEMAAT(Çİ) ZİHNİYETLER

Asıl yazımın mevzuuna geçmeden; son haftalarda bizzat yaşadığım ikinci vakıam ise; daima müspet-olumlu bakışlara sahip olduğum Türkiye’deki Cemaatlerden; son zamanlarda “İslamcılık Tartışmaları” ile öve öve bitiremeyen TÜRKÖNE’lere rağmen; “acı hakikatler” bâbından; ‘psikolojik baskılara’ maruz kalmam; sahip olduğum “şartlar”dan “atılarak” adeta sözde “zarara uğratılmam!”

Öğretmen olarak, iki buçuk aylık “Yaz Tatili”nde, cemaatin yayın organına sahip çıkmayışım, dershanelerine gitmeyişimin de “Benim talebem!” diye sürekli övünerek kendine pay çıkartan “Bir Nurcu Ağbi”nin “sıkıştırması” ve adeta “cemaatçi gençler”den olmaya zorlaması ve benim de yeniden başımın çaresine bakışım!!!

Türkiye’deki Cemaat(çi) Zihniyetin bir “uygulaması” olarak yaşadığım bu “son olaylar”larda hafızama nakşedildi..

Asla “Türk’üm” diyemeyen; rahmetli Bediüzzaman gibi “Türk Gardaşlarım!” diyemeyen; “Milliyetçilik=Irkçılık” diyen ve “Mektubat”taki “Milliyetçilik” bahsini bile “kendilerine göre yontan”, “Müspet Milliyetçilik”i asla ve kat’a dillerine alamayan ve son yıllarda mevcut “AKP Zihniyeti”ne de uygulamada eklenlenmiş olan; “Kürtçe” derken çoşan TÜRKÖNE’nin “Risale-i Nur Hareketi” zihniyetinin uygulaması…

Ne diyelim, Rabb’ül-âlemin Mümtaz’er TÜRKÖNE’lere “başıma gelenin benzerlerini” nasip   etsin.(Âmin)

VE TERME TARİHİ’NDE BİR İLK

Bir “Termeli” olarak da, adeta hâlen “gönüllü sürgünlük yaşadığım Şanlıurfa”da iken de, “doğduğum memlekette neler oluyor?” diye de meraklanıyorum..”Liberal Zihniyetler”ce, “memleket mes’elelerine” ilgi duymak bile “meraklanıyorlar!” ‘sığlığı” ile “küçümsenme edâları” ile karşılanıyor..

Meraklanılmayacak kadar da değil ki!

“Terme Şehir Halkı”ndan 4 bini bulan insanımız, “Terme tarihinde bir ilk” olarak, “salgın”a yakalanmış; hastahaneler tıklım tıklım olmuş; “sosyal bir mes’ele” meydana gelmiş; benim gibi olan Öğretmenler, nasıl bigâne kalsınlar ki?! Üstelik, benim veletlerimden biri de çok hafif seviyede de olsa “salgın”a da tutulmuşken!!!

Günümüz “teknolojik imkânları” ile “doğduğum memleket olan Terme’deki salgın vakıasını” yakinen takip etmekteyim..Bu mes’elede “Samsun Mahallî Basını”nın hemen hemen tamamının vakıaya hassasiyeti de takdire şayandır…

24 Eylül 2012’de ortaya çıkan “Terme’de Salgın”ın “gerçek sebebi”ni, ne AKP Hükûmeti’nin ‘Dadaş’ Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ izah etti; ne de “En-Kara”, pardon “Ankara”daki sair zât-ı muhteremler, 06 Ekim 2012 tarihi itibari ile de bir “izah” yaptılar!!!

Terme’den Şanlıurfa’a Öğretmenlik vazifem için ayrıldığım 16 Eylül 2012 tarihinde, “Soğancılar Tesisleri”nde akşam namazımı ikâme ettiğimde, demiştim ki; “Bu Terme, ne kadar da maddî zenginlerden oluşan bir memleket böyle?! Belki şehir merkezinde yaşayanlar da farkında değil. Dışarıdan daha iyi gözüküyor..Bak şu “oligark yapı”ya, demiştim..

Sahiden de “doğduğum memleket olan Terme”, her ‘zihniyet’ten oluşan “maddî zenginlerin de memleketi…”

Samsun Mahallî basınında, “Terme’de Salgın” ile çok az da olsa ehemmiyetli “köşeyazıları” yazıldı..Bazı ‘Sivil Toplum Teşkilatları” da bir hayli makul fikirler ortaya koydular..

Ancak, Türkiye genelinde olduğu üzre, “Terme’ye de hükmeden” “oligark yapı zihniyeti”, adetâ kendini “hâtâ yapmaz, yanlış yapmaz, kusur işlemez,bir ‘ilâh’, bir ‘tanrı’ gibi” görmeleri sebebiyle olsa gerek; “Terme Halkı” ile , “hakikî sebep”i paylaşamıyorlar..

Mes’eleyi çokça şahsileştireceğim amma, “doğduğum memleket Terme”de, bana “iki yıl kadrolu öğretmenlik yapabilirsin!” peşin hükmünü yüzüme söyleyip de, “yoktan sebeplerle” beni nefyedenelerin, sürgün edenlerin, hâlâ da  ‘gönüllü’ de olsa “sürgün hayatım”ın devam etmesine sebep olan “oligark yapı zihniyeti”nin “gerçek sebebi”ni de anlayabilmiş değilim açıkçası…

Bir “sınıf öğretmeni” olarak, “verimli” “yerel/mahallî eserlerle”, “doğduğum memleket Terme’yi” de tanıtırken hem de!!!

Şimdilerde ise daha “Terme BİLGİ Gazetesi”nde de bile “yazılarımın yayınlanmasına izin vermiyorlar” be!!!

Ben, ne yapmıştım? “Terme Halkı”na çokça “zarar” mı vermiştim!!! Günümüzdeki gibi neredeyse “Terme Şehir Halkının tamamının salgına yakalanmasına da sebep mi olmuştum?!”

Görüyorum, anlıyorum ki; “zenginler sınıfı=oligark yapılar”, “sermaye sınıfı= oligarşi”; hem Türkiye genelinde olduğu üzre, hem de “doğduğum memleket olan Terme ilçesi”nde de “hiç hâtâlar yapmazmış, hiç yanlışlıklar yapmazmış, hiç kusurları olmazmış ve hiç de cezalandırılamazlarmış!!!”

“Allah(c.c.) ve Rasulullâh (s.a.v.) gelsin haklarından…(ÂMİN)

27 yıllık ‘Tek Başına CHP İktidarı” ile belki de bir 27 yıl sürecek ‘Tek Başına AKP iktidarı” arasında ne kadar da çok benzerlikler var!!!

Hâlâ “Gücü, kuvveti olan haklı” be!!!

“Haksız” da olsalar!!!

06.10.2012

İsmet GÜLTEKİN

İsmet_gultekin@mynet.com.tr

Posted 06 Ekim 2012 by metgultekin in Genel