Archive for the ‘12 Eylül Romanları’ Tag

Yazı Dizisi: “12 Eylül Romanları-2” “12 EYLÜL-DÜŞTEN KABÛSA-AYHAN GÜNGÖR-HİVDA”(*)   Leave a comment

Yazı Dizisi:

“12 EYLÜL ROMANLARI-2”

“12 EYLÜL-Düşten Kabûsa-Ayhan GÜNGÖR-HİVDA”(*)

Bugün “12 Eylül 2014,Cuma.” Hem “12 Eylül”,hem de “Cuma…”12 Eylül 1980-12 Eylül 2014.” Tam 34 yıl geçti. Neredeyse “medya”mızda hiiiiiç hatırlanmadı desek yeridir. Bir “Yurt Gazetesi”, bir “12 Eylül Yazı Dizisi”ile  “hatırlatma” yapmaya gayret etti gibi. Kimi “yandaş medya”, kimi “havuz medyası”, kimi “amiral gazete”, kimi bilmem ne gazete, sayıları 40’ı bulan gazetelerin “ilk sayfaları”nda, bir “Kara Eylül”ün 34. seney-i devriyesini, neredeyse sadece bir gazete “efkâr-ı umumiye”ye, “fikirler camiası”na, “kamuoyu”na hatırlatmak istedi.

Kimi “yandaş gazeteler”, “9(dokuz) seçim zaferi kazanmış”, “10.seçim zaferi de yolda” olan  ve “12 yıldır” ‘Tek Başına İktidar” olan “siyasî irade”ye “gaz, moral, motive, destek vermek modunda.” Kimi “cemaat gazeteleri” de, neredeyse 10(on) seneyi aşan bir süre “iktidar-muktedirliği paylaştığı siyasî iradenin “ 17 Aralık 2013 tarihi sonrası “hışmına marûz” kalmasının “şoku, tramwası” ile cansiperane “kendilerini müdafaa” etmekle meşguller..Bir de “Neredeydiniz?” demeleri yok mu? Sahi,  “Ey meşhur cemaat! Ey Küresel cemaat! Ey ‘Hizmet Hareketi!’ Ey ‘Gülen Hareketi!’ Ey ‘Gönüllüler Hareketi!’; Ya sizler 12 Eylül 1980’lerde, hattâ ve hattâ 28 Şubat 1997’lerde neredeydiniz Allah(c.c.) aşkına!? Çok mu “dört dörtlük bir hareket”, “dört dörtlük bir cemaat”siniz Allah(c.c.) aşkına? Yahu, daha 16 Aralık 2013’e kadar, mevcut “siyasî irade” ile “Büyük Ortadoğu Projesi”nin uygulayıcıları değil miydiniz Allah(c.c.) aşkına! Benim anlayamadığım; mevcut “siyasî irade” mi yoksa siz “Hizmet Hareketi” mi, “Büyük Ortadoğu Projesi”nin “kapağı” yahut “tenceresi” idiniz!?

Hele ki, bir “12 Eylül 2014,Cuma” tarihli “Zaman Gazetesi”nin “Köşeyazarları”nı vesair yazarlarını okuduğumda, sapına kadar “militanlaşmış kalemler” hissine kapıldım be yahu!

Yahu, sizler değil miydiniz “solculara oy atan”, “Demokratik Sol” gibi “solcuları” “iktidara taşıyan!?”

Sahi, daha üç gün önce elime dokunan, “Üstad Tarihçi”nin “Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri” isimli üç ciltlik araştırma eserinin 3 . cildin de de genişce “masaya yatırıldığınız” üzre; sahi “Dinlerarası Diyalog” ne demek!? “Abant” ne demek yahu!?

Yahu, “Büyük Ortadoğu Projesi”ni kalın kalın kitaplarla inceleyen eserlerde, meselâ “Boğaziçi Yayınları”nın ilgili yayınlarında, “12. Reis-i Cumhur”un, aslında “Büyük Ortadoğu Projesi”(BOP)’nin “Eş Başkanı” olduğunu anlıyorsunuz yahu!

Sahi, 16 Aralık 2013’e kadar kim “BOP”un ‘kapağı’, kim “BOP”un ‘tenceresi’ idi? Bu ne “militanca” ve gayet de “subjectif”, “toz kondurmamacasına” “Gülen Hareketi”ni “müdafaa” etmektir öyle!!!

“12 EYLÜL-DÜŞTEN KABÛSA”

Bir tevafûk neticesi, bir “12 Eylül” öncesi de “Ayhan GÜNGÖR”ün “12 Eylül-Düşten Kabûsa” isimli gayet “otobiyografik” eserini okumak nasip oldu. Üç günde bitirdim. Bazen “koca İstanbul” da, hadi “Ayhan GÜNGÖR”’ce  diyelim, “Şehr-i İstanbul”da o derece kendimi kaptırdım ki..”Yürüyen merdivenleri”, aşağı inenden yukarı, hem de iki defa çıkan bir “Kürd çocuğu”na da şahidlik ettim. İşte, dedim “standart dışılık” budur..Bilmem sizler hiç “aşağı inen yürüyen merdivenden yukarıya doğru”, hem de iki defa koşarak çıkmayı düşünebildiniz mi? İşte öyle bir şey “Fransız Sosyalist Düzen”in “dışında” olmak!!!

“12 Eylül”ün 33. yıldönümünde de “Gözyaşı Geceleri”nin “mimarı” ‘Haşim AKTEN”in “Aşkı Cehenneme Attılar-Habibe” isimli yine “otobiyografik” ve çokca da “yakın siyasî tarih hatıratı”nı çağrıştıran  eserini okumuştum. Çoook farklı “cenahlar”da da olsalar, “Ayhan GÜNGÖR” de “12 Eylül Zindanları”na “Cehennem” diyordu.(s.120) Ve elbette çooook “işkence sahneleri” anlatıyordu.

Velâkin “Ayhan GÜNGÖR”ün anlattığı bir “12 Eylül İşkencesi” var ki; ben şahsen ilk defa okudum: “Çırılçıplak boş bir çuvalın içine kedi ile birlikte atılmak! Ve her çırpınışta kedi tarafından tırmalanmak!”(s. 106)

“12 Eylül-Düşten Kabûsa” “otobiyografik” eser, tamamen Bingöl-Solhan doğumlu bir “Kürd”ün başına gelenleri anlatıyor. “Ekrad”ın, “Kürdler”in “12 Eylül”ler de neler yaşadıklarını, hangi acıları tattıklarını anlıyorsunuz.. Diyorsunuz ki, “12 Eylül ile birlikte bütün vatan sathı iş-ken-ce-hâ-ne-ye dönüştürülmüş…”Merkez komutanlıkları”nda, “Polis karakolları”nda, hem de ne işkenceler diyeceğim amma şimdilerde yeniden “kodese alınmak” istenilen “Büyük Doğu-İBDA Hareketi Lideri “titrisiz mütefekkir” Salih MİRZABEYOĞLU’nun, nam-ı diğer “Kumandan”ın yaşadığı “Telegram İşkencesi”ni ise  hiçbir “12 Eylülzede” yaşamadı gibime geliyor!

‘Ayhan GÜNGÖR’ün eserinin sonuna geldiğinizde,ister istemez “Ne hayatmış be! Bu kaçıncı yere düşüş be!” diyorsunuz ve “İnşallah bir daha düşmemiştir” dediğiniz de “otobiyografik roman” nihayete eriyor zaten.

“Devrimci Doğu Kültür Derneği” çatısı altında “aktif” yer almış olan ‘Ayhan GÜNGÖR’ün, sık sık, hattâ bazen öyle ki, bıktırır kertede “Faşizm, Faşist Hareket” demesi ise gına getiriyor. “Askerlere” hem “faşist” derken, bazen de “cunta” diyor. Velâkin “Ülküdaşlara” “Faşist” demesi, günümüz 2014’ler imkanında çoook su götürür!! “Faşizm-İtalya; Faşistler İtalya’da yahu!!!”

Hele de “komün hayatı”nı hâlâ “bilinçle” yazması “fikriyatına yönelik bir eleştirisi” olmadığını da gösteriyor olsa gerek. “Kürdlerin ekseriyeti Müslüman değil mi yahu!?”

“12 Eylül 1980 Askerî Darbesi” sonrası “Kürd Dili”nin, “Kürtçe”nin daha ‘otoriter’ bir şekilde konuşulmasının men edilmesi ise cay-ı dikkat…

VELHASILI KELAM

Aslında “yazı dizisi” çapında ele almaya çalıştığım bu çalışmamda, Şevket Adnan ŞENEL’in bir “12 Eylül Romanı” olan “Elma ve Bıçak” isimli eserini okuyup, bildiklerimi yazıya aktaracaktım. Velâkin hâlâ  eseri elime değmedi..Nasip, “Ayhan GÜNGÖR”ün “12 Eylül-Düşten Kabûsa” isimli eserine oldu. “Nam-ı diğer”ini “internet”ten şimdilik araştıramadığım GÜNGÖR’ün bu “12 Eylül Romanı”nın yahut “otobiyografik” eserinin “bütün bölümleri” “Ömrümüz” ile başlıyor.. “13 Bölüm” deki “ömrümüz” tariflerini cümleten zikrederek yazımı bitireyim. Velâkin daha eserinin başında GÜNGÖR’ün de “vurguladığı” üzre “12 Eylül’ün acıları hâlâ yeterince dillendirilememiş olsa gerek!!!”

“ÖMRÜMÜZ: ÇOCUK-SÜRGÜN-DİYAR-I BERK-HAZAN-AĞIT-ACININ ORTA YERİNDE-KAHIR-ZEMHERİ-YANGIN YERİ-ÇİLE-HEP AYNI NAKARAT”

12.Eylül.2014, Cuma

İsmet GÜLTEKİN

metgultekin@hotmail

Dip Not.:

(*): Ayhan GÜNGÖR, “12 Eylül-Düşden Kabûsa”, HÎVDA İletişim, Birinci Baskı, 2013 İstanbul,Tel.: 0.212. 519 59 44, e-mail: hivdailetişim@hotmail.com

“Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-“Habibe”-SANKİ YAKIN DÖNEM ‘SİYASÎ HATIRAT’ KİTABI   1 comment

Normal
0
21

MicrosoftInternetExplorer4

/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:”Normal Tablo”;
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-parent:””;
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin:0cm;
mso-para-margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:10.0pt;
font-family:”Times New Roman”;}

Yazı Dizisi: ÜLKÜCÜ HAREKET’in “12 Eylül Romanları”-1

 

 

 

‘Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-“Habibe”’

BİR “HİDAYET ROMANI” DEĞİL;

SANKİ YAKIN DÖNEM “SİYASÎ HATIRAT” KİTABI

 

 

Kitap “kapak” isminden, ilk anda ‘mecazî aşk’tan ‘ilahî aşk’a geçişi çağrıştıran bir tür “hidayet romanı” algısı teşkil etse de, okunup bitirildiğinde, hiç de öyle olmadığı, bilâkis, kelimenin tam anlamı ile “yakın dönem ‘siyasî hatırat’ kitabı” olduğu anlaşılacaktır.

Elbette ki, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi ile adetâ “feleğin çemberi”nden geçirilen; “yüzde yüz yerli, yüzde yüz millî” ve hattâ onca ‘amelî nâkıslıkları’na rağmen; “yüzde yüz İslamî” olan bir “Hareket”in, “Milliyetçi-Ülkücü Hareket”in, hassaten de, “rağmenlere rağmen”, hâlâ “Milliyetçi-Ülkücü Hareket”in “özü, çekirdeği” hususiyetini taşıyan, artık “mayası tutmuş”, “Rumeli ve Anadolu’ya kök salmış” “Yazıcıoğlu Hareket”inin, “Alperen Hareketi”nin, “Nizâm-ı Âlem Ülküsü Hareketi”nin ‘lideri”, rahmetli “şehid”, hem de “en son şehid edilen Ülkücü” “Muhsin Başkan”a bolca atıfların yapıldığı “yakın dönem ‘siyasî hatırat’ kitabı:”Gözyaşı Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN Hoca’nın “Yaşanan Roman-12 Eylül, Mamak ve Habibe-AŞKI CEHENNEME ATTILAR” isimli eseri…

Görsel

 

UNUTULAN AYRINTILAR ve İLK DEFA ÖĞRENDİĞİMİZ SİYASÎ HAKİKATLER

Bu sebepledir ki; bütün “Alperenler”in,”Nizâm-ı Âlem Ülkücüleri”nin, “Ülkücüler”in, “Ülkücü Alperenler”in tez elden okumaları elzem olan bir eser, bir kitap…”Gözyaşı Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in; sanki “Yakın Dönem ‘Siyasî Hatırat’ Kitabı”nı yahud “orijinal ismi” ile “Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-‘Habibe’”eserini okumaya başladığım “ilk sahifeler”de, “Aaaaa, baksana Haşim AKTEN Hoca da ‘Urfalı’ imiş, Urfa’da ne de çok hatırâları varmış” diyorsunuz.. Öyle ki, eserin “son sahifesi”ni okuyup bitirinceye kadar…Ne var ki, “son sahife”de “biyografi”yi okuduğunuzda, “Haşim AKTEN”in “1955 Konya Doğumlu” olduğunu okuyunca ve “Gözyaşı Geceleri”nin “merkezi”nin de “Konya” olduğunu hatırlayınca, “yanıldığınızı” da fark ediyorsunuz…

“1956 Urfalı Kerim ERDEMİR”in “Cehennem Hayatı” sonrası “Urfalı Abdulkerim”e “dönüşürken; böyle bir sanki “yakın dönem ‘siyasî hatırat’ kitabı’nı da yazması ile mevcut ve “gelecek nesillerin zulümleri unutmaması” da hedeflenmiş…

“Yaşanan Roman”ın “baş kahramanı” “Urfalı Kerim”in, kuvvetle muhtemel, aslında “Gözyaşı Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in; ömrünün “ilk yılları”nda, “siyaset”e hiç ilgi duymadığını, “tertemiz aşk duyguları” yaşadığını,ne zaman ki “solcularla, sosyalist gençlerle” tanışması sonrası, “hakperestliği”nden kaynaklanan sebeple “Ülkücü Hareket”e iştirak ettiğini de öğreniyoruz…

“Ö.İ.T.”yi, “Özel İstihbarat Teşkilatı”nın bir zamanlar mevcut olduğunu,Rahmetli Alparslan TÜRKEŞ’in kurdurttuğunu, “Ülkücü Hareket’in 12 Eylül 1980 Askerî Darbe öncesi ‘İstihbarat Teşkilatı’nın ismi olduğunu, “Urfalı Kerim”in de, “Haşim AKTEN”in de böyle bir ‘İstihbarat Teşkilatı’nın ‘üyesi’ olduğunu, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi,”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?.

“Ülkücü Hareket”in manevî banileri”nden rahmetli Ahmed Kayıhan Efendi(k.s.)’yi; hele de yaşları neredeyse 50’lere dayanmış “Ülkücü Hareket”in “1965 Nesli”nin bile çok farkında olmadığı, bilmediği, bilemediği, “Son Ülkücü Şehid” “Muhsin Başkan”ı yetiştiren, “manevî hocası”, rahmetli  “Sivaslı Cemal Amca”yı,2013 Türkiye’sinde, kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.64)

Haşim AKTEN’in kendisinin de “Genel Sekreter”liğini yaptığı “Son Ülkücü Şehid” ‘Muhsin Başkan”ın “Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı Dönemi”ni, “Ocak Tarihi”nin “Fatih Dönemi”gibi dedirten tesbitini 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.67)

 

İlk “Ülkücü Şehidler Arşivi” düşüncesinin temelinin de “1956 Urfalı Kerim”(Haşim AKTEN) tarafından atıldığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.73)

“Bir Nesil”ki; “en son ne zaman yemek yediklerini” bile hatırlamayan, hayatlarını tamamen dâvâlarına adamış sahiden “Ülkücü Nesil”ler…:

“- En son ne yedik?

         Hatırlamıyorum.

         En son ne zaman yemek yemiştik?”(s.84)

 

12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’ne adetâ ‘sayılı günler’ kala, “Ülkücü Hareket”in dönemin “Genelkurmay”lığı önünde “eylem” yaptıklarını; “eylem”den de öte dönemin “Genelkurmay Başkanı”olan “Kenan Evren Paşa”ya; “- Paşam, durdurun artık bu akan kanı!” dediklerini; “Paşa’nın da sakince ve sonradan anlaşılacak alaylı bir tavırla” “- Ne yani İhtilâl mi yapalım!”(s.87) cevabını verdiğini, 2013’ler Türkiye’sinde, kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?

“Ülkücü Hareket”in “manevî mimarları”ndan rahmetli Ahmed Kayıhan Efendi(k.s.)’nin Haziran 1980’de, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’ne  neredeyse iki ay kala, rahmetli Alparslan TÜRKEŞ’e,”Başbuğ”umuza, “- Sine-i millet”e dönüyorum, de, partini ve tüm teşkilatlarını kapat. Sen de yurt dışına çık”, dediğini, rahmetli “Başbuğ”umuzun ise “bir şey söylemediğini”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.88)

11 Eylül 1980’de, 12 Eylül’e birgün kala, MHP Genel Merkezi’nde “temizlik” yapıldığını, dönemin “Ülkü Ocakları”nın ise “darbeden haberdar” edilmediğini, kaderine terk edildiğini, 2013’ler Türkiye’sinde kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.89)

“En Son Şehid Edilen Ülkücü” de olan rahmetli “Muhsin Başkan”ın “hocası”, “yetiştiricisi”, rahmetli “Sivaslı Cemal Amca”nın 12 Eylül 1980 darbesi sonrası yakın günlerde vefât ettiğini; “12 Eylül İhtilâlinin Ülkücü gençleri yok etmek için yapıldığını” söylediğini, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.90)

12 Eylül 1980 Askerî Darbe sonrası, Türkiye genelindeki hiçbir “Ülkücü”ye, “ellenilmediğini”, “karışılmadığını”, iki(2) ay sonra ise 60(altmış) gün ise yaklaşık 12 Kasım 1980 tarihi sonrası itibariyle de Türkiye genelinde “ilişilmedik-karışılmadık” hiçbir “Ülkücü”nün adetâ kalmadığını, “içeri alınan” her bir “Ülkücü”nün “çok ağır işkenceler”den geçirildiğini, adetâ “Cehennem=12 Eylül Zindanları=Mamak Zindanları=Medrese-i Yusufiye’ye” atıldıkları “ayrıntısı”nı, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.90, 91)

“Gözyaşı Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in de, ihmal ettiği çok basit bir sebepten, zamanında “ifade vermeme” sebebinden “Cehenneme=12 Eylül Zindanlarına=Mamak Zindanlarına=Medrese-i Yusufiye’ye” ‘atıldığı”nı 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.93,94)

“12 Eylül Zindanları”nın, “Mamak Hapishanesi”nin, “Medrese-i Yusufiyeler/Yusufiye Medreseler”in adetâ “Cehennem” olduğunu, “Cehenneme Hoş Geldiniz!” demek olduğunu, “Moskof yapmazdı bu zulümleri” dedirttiğini 2013’ler Türkiye’sinde kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.97)

“Gözyaşı Geceleri”nin ‘mimarı’ Haşim AKTEN’in bile “İslâm’ı, İslamiyet’i”, “Cehennem”de, “12 Eylül zindanları”nda, “Medrese-i Yusufiyeler”de, “Mamak”larda öğrendiğini 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.99)

“İşkenceciler Lügati”ne, “İşkenceciler Terminolojisi”ne dahil olabilecek kelimeler, kelime grupları, cümleler: “Lan! Soyun lan! Giyin lan! Fırla lan! Koş lan!  Altına yap lan!Kıdemli gel lan! Yüksek sesle oku lan! Öğretmediniz mi lan! Kıpırdama lan! Bu ne lan!” gibi hep “lan!”lı olduğunu, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki? (s.107-114ve s. 193)) Hattâ öyle ki, rahmetli “Şairler Sultanı” Necip Fazıl KISAKÜREK’in “meşhur mısraları”ndaki; “Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan

Dakika düşelim senelik paydan!

Zindanda dakika farksızdır aydan” “ilaç kokulu çaydan” ifadesinden dolayı, “işkenceci”nin, “-Bu ne lan, bu ne! Benim çayıma sen nasıl ilaçlı dersin ha!…” “anekdot”u, bana “Millî Eğitim”de “men edilen”, “yasaklanan”, rahmetli “Bayrak Şairi”miz Ârif Nihad ASYA’nın “meşhur şiiri”nde geçen; “sen nasıl kuşlara yuva bozdurtturursun!” ‘gerekçesi”ni de hatırlatırken, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” KISAKÜREK’in şiirine “karşı” çıkıldığını” biliyor ki?(s.114, 115)

“Bir yılda sadece iki defa evinden dışarı çıkan” ‘Ülkücü Nesiller’den “Urfalı Kerim’in(Haşim AKTEN)’in ‘müthiş tesbit’i: “Beğenmedikleri Ülkücüler ‘haram olur’ diye ‘Millî Piyango Bileti’ bile almazken; Ülkücülerin Müslümanlığını sadece ‘amelî nakıslıklar’ından dolayı ‘tartışanlar’ın, 12 Eylül 1980 Askerî Darbe sonrası “Bankalar” kuracak kadar,her şeyin fetvasını verdiklerini”, hele de “son yıllar”da “türeyen” “modern Kadızadeliler”ce de, bırakalım “Ülküdaşları”mızı, bütün “Türkler”i bile “Müslüman”dan saymayanların olduğunu, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.125) “Cehennem”de bile “12 Eylül Zindanları”nda bile “Mamak”larda bile “Ülkücüleri Müslüman’dan saymayan sözde ‘Müslüman Âlim”lerin,sözde  “İslâm Âlim”lerinin ‘din ile diyanet ile hiç mi hiç ilgisi olmayan Solcuları tercih” ettiklerini, “fikir-düşünce ayrılığı olanlarla değil, inanç ayrılığı olanlarla savaşılır” dedirten “hakikat”lerin olduğunu, “Ülkücüler” ‘Mamak Cehennemi’nde “açlık yaşarken”; “bazı Müslümanlar”ın ‘takva adına’ ziyafetler tertiplediklerini,2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.211 ve s.309)

Meğerse neredeyse her bir “Ülkücü”ye “canavar” diyenlerin, “deli” diyenlerin “Solcular” olduğunu, “Sosyalistler” olduğunu 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi,” “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.272)

“Hiçbir şeye karışmayan, nefsi için yaşayan, okulunu bitirip para kazanmak, evlenmek dibi dünyevî duygular taşıyanlara ve tarafsızlara “ot” denildiğini, “ot gibi yaşayanlar” denildiğini, “faydasız varlıklar” denildiğini, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.193)

“Cehennem”deki, “12 Eylül Zindanları”ndaki, “Mamak”lardaki “Ülkücüler”in “tek dertleri”nin “İslâm’ı yaşamak” olduğunu, “İslâm”ı da, “İslamiyet”i de sahiden “Cehennem”de öğrendiklerini  2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.208, 209)

2013’ler Türkiye’sinin “TV Ekranları”nda, artık reklamları bile yapılan “Soğuk Çay”ın, “Cehennem=12 Eylül Zindanları=Mamak’lar”da, “zulüm aracı” olarak kullanıldığını kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.208)

“Son Ülkücü Şehid” ‘Muhsin Başkan’ın , ‘şehid’ olacağının rüyası’nı ‘Mamak Cehennemi’nde “ağlayan dağlar rüyası” ile gördüğünü 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.215)

“Ülkücüler”in niçin “Cehennem=12 Eylül Zindanları=Mamak’larda”, “pijama üstüne pijama” giymelerinin sebebinin “dayak işkencesi”nden korunmak olduğunu, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki? (s.216)

“Son Şehid Ülkücü” ‘Muhsin Başkan’ın “3(üç) Suikast Girişimi” ile karşılaştığını, “suikastler”in “tek merkez”den olduğunu, “Solcular tarafından ya-pıl-ma-dı-ğı-nı”, ‘Muhsin Başkan’a “3(Üç) kere içeriden, vatandan-milletten yana gözüken mihraklar tarafından ya-pıl-dı-ğı-nı”, ‘Muhsin Başkan’ı vuracak, sonra da “Şehid” diye cenazesini kaldıracaklarını”, o tarihlerde bunu yapamayanların, Haşim AKTEN’in cümleleri ile “yıllar sonra başaracaklardı” diye yazdığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.226) Haşim AKTEN’in “Sanki Yakın Dönem ‘Siyasî Hatıratım’ Kitabı” olan “Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-“Habibe”- isimli eserinde serdettiği bu “fikri”ne, “görüş”üne, “kanaat”ine benzer “fikirleri-düşünceleri”, 25 Mart 2009 sonrasına yakın tarihlerde, BBP’ye de Genel Başkan Adayı olmuş ‘Selim ÇORAKLI’ da zikretmişti: “İçeriden…” diye…

“ASALA Terörünü bitirin. 20 (yirmi) Ülküdaşı da serbest bırakalım!” ‘teklifi’nin, ‘Derin Devlet’ce, ilk defa, “Mamak Cehennemi”nde, “Son Şehid Ülkücü” rahmetli ‘Muhsin Başkan’a yapıldığını, ‘Muhsin Başkan’ın ise “sadece 20(yirmi) Ülkücünün değil, ‘Cehennem”deki, “Mamak”lardaki bütün Ülkücülerin serbest bırakılması şartını getirip reddettiğini”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.235,236,237,238)

“Mamak Cehennemi”ndeki “Ülkücülerin de Bölündüğünü”, ‘hem de ne “bölünme?”’ dedirtecek tarzda; “Arabesk Dinleyen Ülkücüler”, “İlahî Dinleyen Ülkücüler” diye “2(iki)’ye bölündükleri”ni, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s. 242)

“Bir serçenin bile ayağını koparmaya yanaşmayan Ülkücü gençlerin, ‘idamla yargılandıkları’nı”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.246)

“Asılarak idam edilen” “Ülkücü Şehid Mustafa PEHLİVANOĞLU”nun; “Rabbime içimdeki pisliklerle gidemem” diye idamına altı gün kala, yemek yemeği reddettiğini ve sadece su içtiğini, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi,” “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.250)

“Gözyaşı Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN’in  ‘hayatı’nın “biiznillah” “Mesnevî” ile değiştiğini, “Mamak Cehennemi”nde “dualarım kabul olsun” diye “40(kırk) gün dil orucu/konuşmama orucu” tuttuğunu”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.254, 255)

“Mamak Cehennemi”ndeki ‘Ülkücülerin yazdığı mektuplarda geçen “c.c.” ve “s.a.v.”’ye, “şifre suçlaması” yapıldığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.262)

“Mustafa Necati SEPETÇİOĞLU Külliyatı”nı okumanın bile  “Mamak Cehennemi”nde “men edildiğini”,” yasaklandığını”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.266)

“Akıncı Gençliği”n “Şehid Metin YÜKSEL”i vakıası öncesinde, Ali(SUKAS)’nin anlattığı “unutulan ayrıntılar”: “Fatih’de Akıncıların Ülkücülerin silahını almaları ve iade etmeyişleri; Ali’nin rahmetli Sadreddin YÜKSEL Hoca’ya mektup göndererek; “Beni rejimin mahkemelerine vermeyin, toplayın âlimleri yargılasınlar..Ne karar verirseniz razıyım, yalnız beni dinleyin” ‘teklif’ine, “hiçbir cevap gelmediğini”, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.297, 298)

“Cehennem”de, “12 Eylül Zindanları”nda, “Mamak”larda, “Ülkücü Hareket”in sadece “Bizim DERGÂH Dergisi”ni  çıkartmadıklarını, “Regaib Dergisi” gibi “el baskısı dergi”lerin de çıkartıldığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.301)

“Gözyaşı Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN’in “İlk Gözyaşı Gecesi”ni, “Mamak Cehennemi”nde yaptığını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”,” Alperen” biliyor ki?(s.303)

“Ülkücülerin tarikate girişlerinin, tasavvufa intisap edişlerinin ‘Mamak Cehennemi”nde de devam ettiğini, bazı “varta”lara da düştüklerini, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.310,311, 312)

“Mamak Cehennemi”nde “kurallar uydukları halde, haklı oldukları halde” her defasında “işkenceciler tarafından coplanmaktan kurtulamayan Ülkücüler”in; “Son Şehid Ülkücü” rahmetli’ Muhsin Başkan’ın ‘lider’liğinde, “bütün Ülkücülerin firesiz iştiraki ile” “Aktif Direniş Çağrısı Eylemi” ile artık “coplanmaktan kurtulduklarını, 2013’ler Türkiye’sindeki kaç “Milliyetçi”, “Ülkücü”, “Alperen” biliyor ki?(s.313, 314, 315,316,317,318,319, 320,321 ve 322)

 

HÂSIL-I KELAM

“Tertemiz aşk” yaşayan “1956 Urfalı Kerim”(Haşim AKTEN)’in; “tertemiz duygular beslediği, gördüğü anda bayıldığı, bir Cumhuriyet Savcısının kızı olan “Habibe”nin de, “mütedeyyin”leştiğini, “mütedeyyin öğretmen” olarak “öğretmenlik” yaparken, bir trafik kazasında “şehid” olduğunu…

“Yaşanan Roman”ın “orijinal ismi” olan “AŞKI CEHENNEME ATTILAR” cümlesinin, bizce, “Sanki Yakın Dönem ‘Siyasî Hatırat’ Kitabı”nda, 3(üç) yerde geçtiğini; “Neredesin Habibe? Gel gör hâlimi. Aşkı cehenneme attılar.”(s.196); “…vatan aşkı tüm zerrelerine işlemişti hepsinin. Bu zulümler bile onların vatan ve bayrak aşkını yok edemeyecekti.Ama aşkı zindana atmışlardı.”(s.228) ve “Mamak hayatının ikinci sayfası, ikinci dersiydi.Aşkı zalimlerin elleriyle cehenneme atmıştı.”(s.329)

“Mamak Cehennemi” sonrası Haşim AKTEN de dahil, geçenlerde vefât eden “Ülkücü Âlim”, “Ülkücü Düşünce Adamı”, “Ülkücü Filozof” rahmetli Nevzad KÖSOĞLU gibi çoğu “Ülkücülerin”, “Şeytanların ve siyasetin şerrinden Allah’a sığınırım” dercesine, “aktif siyaset”ten yüz çeviriklerini…

“Gözyaşı Geceleri”nin “mimarı” Haşim AKTEN’in, nihayetinde “Nur Talebesi bir Abla” ile izdivaç ettiğini…

Şahsen, bütün bu “bilgiler”i, “Urfa’daki Gözyaşı Geceleri  Programı” sırasında aldığım ve araya “3(üç) Aylar”ın da girmesi ile altı ayda okuyup bitirdiğim, Haşim AKTEN’in, “Yaşayan Roman-12 Eylül, Mamak ve Habibe-AŞKI CEHENNEME ATTILAR” ‘orijinal isimli’, aslında  adetâ “Sanki Yakın Dönem ‘Siyasî Hatırat’ Kitabı”ndan öğrendim…

“Cehennemde bile Cennetler halketen” Rabbime sonsuz şükürler olsun…

26.10.2013

İsmet GÜLTEKİN

İsmet_gultekin@mynet.com.tr, metgultekin@hotmail.com ve i.gltekin2013@yandex.com

 

Dip Not:

(*): Haşim AKTEN, “Yaşanan Roman-AŞKI CEHENNEME ATTILAR-“Habibe”-, “Gözyaşı Kitapları”,  Düzenlenmiş İkinci Baskı, Mayıs 2013, İstanbul , http://www.gozyasi.com.tr